-Devlet adamı yaşatmak için vardır, siyasetçi yaşamak için...
***
-Devlet adamının özel hayatı yoktur, siyasetçi özel hayatı için vardır.
***
-Devlet adamı yakmamak için yanar, siyasetçi yanmamak için yakar.
***
-Devlet adamını hakperestler destekler, siyasetçiyi fanatikler.
***
-Devlet adamı hak ve adalete dayanır, siyasetçi sandığa güvenir.
***
-Devlet adamı birleştirir, siyasetçi ötekileştirir.
***
-Devlet adamı toplar, siyasetçi böler.
***
-Devlet adamı uzlaşmacıdır, siyasetçi insanlar arasındaki ihtilaftan beslenir.
***
-Devlet adamı sevdirir, siyasetçi korkutur.
***
-Devlet adamı mütebessimdir, siyasetçi mağrur ve asık suratlı.
***
-Devlet adamı öfke ile kalkanın zararla oturacağını bilir, siyasetçi öfkenin de bir sanat olduğunu sanır.
***
-Devlet adamında tedbir, teenni vardır, siyasetçide cahil cesareti.
***
-Devlet adamı konuşur, siyasetçi bağırır.
***
-Devlet adamı vicdana hitap eder, siyasetçi cüzdana...
***
-Devlet adamı gelişir, siyasetçi değişir.
***
-Devlet adamının düşüncelerinde istikrar vardır, siyasetçi gömlek değiştirir gibi fikir değiştirir.
***
-Devlet adamı tek yüzlüdür, siyasetçi çok yüzlü...
***
-Devlet adamı dik durur, siyasetçi diklenir.
***
-Devlet adamı kendini milletin hizmetine adar, siyasetçi ise millet kendine itaat etsin, hatta minnet etsin ister.
-Devlet adamı yanlışları anında görür, siyasetçi atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra fark eder.
***
-Devlet adamı din ile politikayı ayırır, siyasetçi dini politikaya âlet eder.
***
-Devlet adamı liyakate bakar, siyasetçi sadakate.
***
-Devlet adamı icabında “hayır” diyebilenleri sever, siyasetçi “evet efendim”cileri...
***
-Devlet adamı millete hesap verir, siyasetçi seçmenine...
***
-Devlet adamı rüyasında milleti görür, siyasetçi seçmenini...
***
-Devlet adamı emin adımlarla ilerler, siyasetçi zikzak çizerek yürür.
***
-Devlet adamı uzun vadeli düşünür, siyasetçi günlük yaşar.
***
-Devlet adamı görür, siyasetçi bakar.
***
-Devlet adamı düşünür, siyasetçi eşinir veya kaşınır.
***
-Devlet adamının etrafında vatandaşlar vardır, siyasetçinin yanında yandaşlar...
***
-Devlet adamı vatan tutar, siyasetçi taraf tutar.
***
-Devlet adamının adı ebedî kalır, siyasetçi koltuktan düştüğü gün kaybolur. Eskiden bazı siyasetçileri tarif etmek için kullanılırdı “Tam bir devlet adamı” sözü.
Oturup kalkmasıyla, tavırlarıyla, söylem ve eylemleriyle bu tanımı hak eden öyle siyasetçiler vardı ki, devleti kollayan ve savunan kişilikleriyle örnek insanlardı onlar.
Bugüne gelindiğinde siyasetçi ve devlet adamlığı kavramları birbirlerinden uzaklaştı.
İki ayrı özellik haline geldi.
Hal böyle olunca da tek bir insanda bulunması gereken her iki özellik ortadan kalktı.
Sonuç itibarıyla devlet adamı ile siyasetçinin özellikleri yukarıda sıralandığı birbirine tezat bir şekle dönüşüverdi.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

İŞİNİ BİLMEYEN ÇAVUŞLAR…

Rusya’da, iki Çavuş bir gece, yasak olmasına rağmen,  yanlarına Askeriye’nin eğittiği köpeği de alarak birlikten ayrılmış.
Amaçları, buz tutmuş Aral Gölü’nde balık tutmak, tuttukları balıkları birliğe getirmek, böylelikle yiyecek sıkıntısının olduğu birliğe ziyafet çekip, terfi etmeyi planlamakmış.
***
Köpeği beraberinde getirmelerinin amacı ise, buz tutmuş gölde balıkların yerini tespit etmesi içinmiş.
Köpek buzun üzerinde koklamış koklamış ve bir yeri işaret etmiş kendince…
Bizimkiler de beraberinde getirdikleri dinamitin fitilini yakarak atmışlar uzaktan.
***
Fakat bir şeyi hesap edememişler.
Eğitilmiş köpek, atılan her şeyi geri getirme konusunda da eğitimliymiş.
Koşmuş, atılan dinamiti almış, fitilin yanması sona geldiğinde Çavuşların eline bırakmış.
***
Sonrasının ne olduğunu anlatmaya gerek yok.
Ancak…
Espri mi gerçek mi bilinmez ama “İşini bilmeyen Çavuşlar döner dinamiti avuçlar” lafının ilk bu hikaye çıkışlı olduğu söylenir…
Şimdi bu lafın çıkışına neden olan olayı anlatmamızın nedeni bu şehirde yaşayan seçilmiş ve atanmışların beceriksizliklerine gönderme falan yapmak asla değil!
Sakın ola yazıyı birilerine yamamaya falan kalkmayın!
Sadece hoşumuza gittiği ve sizin de hoşunuza gideceği tahminiyle yazdık!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

İSVEÇ DE DEĞİLİZ MOLDOVA DA AMA!

Yolsuzluklarla ilgili ülkelerin vermiş olduğu değişik tepkiler var…
İşte bu tepkileri açığa çıkartmak için İsveç ve Moldova’da aynı anda birer araştırma yapılmış.
Dünya’daki Yolsuzluk algılama endeksinde İsveç 3 ncü sırada.
Moldova ise 102 nci sırada…
***
Yapılan araştırma sonucunda İsveç seçmeninin, ekonomik gidişat ne olursa olsun iktidarı cezalandırdığını ortaya koymuş.
Bu durum “İsveç seçmeni hep daha iyisini istediği için iktidarların hizmetini beğenmiyor, daha iyisi gelsin düşüncesiyle iktidarı değiştiriyor” şeklinde açıklanmış…
***
Moldova’da yapılan araştırmada ise, eğer ekonomi iyi gidiyorsa yolsuzluk iddialarının seçmen üzerinde herhangi bir etkisi olmuyormuş. Ekonomi kötü gidiyorsa Moldovalı seçmen iktidarı cezalandırıyor sonucu çıkmış…
Bu durum da “Moldovalı seçmen, ekonomik sıkıntıyı hissetmiyorsa, ülkedeki yolsuzluğun hiçbir önemi yok. Eğer ekonomik sıkıntı cebini etkiliyorsa, o zaman yolsuzluk iddiaları, iktidarı cezalandırmada etkili oluyor” diye yorumlanmış…
***
Yukarıda da söyledik…
Yolsuzluk algılama endeksinde biri 3’ncü, diğeri 102’nci sırada olan 2 ülkede yapılan araştırmanın sonuçları birbirinden çok farklı…
Seçmenin biri: Yolsuzluk iddiası olsun olmasın sırf yenilik için her seçim iktidarı cezalandırıyor.
Seçmenin diğeri: Eğer ekonomi iyiyse yolsuzluk iddialarını önemsemiyor, ekonomi kötüyse, yolsuzluk iddiaları nedeniyle iktidarı cezalandırıyor…
***
Söz konusu araştırmayı okuduktan sonra kendi kendimize “Biz hangisiyiz acaba?” diye düşündük…
İsveç olmadığımız kesin…
Moldova olmadığımız da ortada…
Demek ki, bize özel araştırma ayrıca yapılmalı…