Yukarıdaki başlığı gören okur, son 20 yılda hemen hemen her ilde, kimi illerin ilçelerinde yüksekokul adı altında eğitim binaları bulunan ve sayıları 100’ü aşkın üniversitenin bulunduğu, böylesine “yaygınlaşmış” kuruluşlardan söz edeceğimi düşünebilir.
Yok, böyle bir iddiamız olamaz da!..
Bizim derdimiz “bizim üniversitelerimiz”; Eskişehir’de çok yakın zamanda sayısı üçe çıkmış, ilki de öğrenci sayısı ve diğer nitelikleriyle ününü ülke çapında duyurmuş sacayağı üniversitelerdir konumuz! Üzülerek söyleyelim ki, görece söylemek gerekirse hiç de olumlu olmayacak bakışımız.

***

Onlara “bizim” derken 60 yıl öncelerinden başlayarak temelleri atılan bu “bilimsel” kuruluşlara Eskişehir halkı büyük destek vermiş, varlıklarını sahiplenmiş, giderek de ilk üniversite “Anadolu” ile gurur duyar hale gelmiştir.
Aynı şekilde diğer ikisiyle de:

***

Eskişehir Osmangazi ve sonuncusu Eskişehir Teknik Üniversitesi…

Temel: Eskişehir İTİA ve Orhan Oğuz Hoca…

O temel atıldığı yıllarda ben de mesleğe ilk adımlarımı atıyordum. Heyecanla karşılanmıştı Prof. Dr. Oğuz’un çabaları ve gayretleri. Bağlar Caddesi’nde bir kamu kuruluşunun son katında “bir masa üç sandalye” ile başlayan Orhan Hoca, üç-beş akademisyenin katılarıyla “talebelerine” ilk derslerini Demiryollarının Kurslar Binası’nın dershanelerinde vermeye (1958) başlamış, sonrasında Tepebaşı Mahallesi istikametinde “Topçular Kışlası” denilen alanı Akademi bünyesine katarak orada bugünkü AÜ’nün ilk yerleşkesinin temellerini atmıştı.

***

İlk öğrencilerinden biri de ülke çapında bir üne kavuşacak Yılmaz Büyükerşen olacaktır…

***

Yılmaz Hoca’dan sonra oradan yetişen Eskişehirli ve çeşitli illerden gelen öğrenciler, hem İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden mezun olmakla kalmayacak, orada kariyer yaparak öğretim görevlisi sıfatıyla sonraki yıllarda başarılı öğrenciler yetiştiren, mezun eden “hocalar” olacaklardır.
Bununla da yetinmeyip, “Akademi’de Reis”, devamındaki Anadolu Üniversitesi’nde “Rektör” olarak üst düzey yönetimlerde hizmet vereceklerdir:

***

Eskişehir ve Türkiye’deki akademik kuruluşlarda!..

***

Bu kadar da değil!.. O kariyer sahibi mezunlar, Adana ve Bursa Akademilerinde “Kurucu Reis” ve de Kütahya Dumlupınar ve Afyon Kocatepe Üniversitelerinin “Kurucu Rektörü” olarak emek vermişlerdir.

Anadolu Universitesi Ulasim Anadolu Universitesi Nerede Nasil GidilirÜniversitelerimizin sıralaması

Buraya kadar olan bölümde, başlıktaki vurgulamaya uymayan konulardan; Akademi’nin kuruluşundan, üniversitelerimize kadar özetin özeti bir kurgulama yaptığımı tahmin etmişsinizdir. Esin kaynağım ise yazarımız Murat Taşkın’ın dünkü köşesinde ele aldığım konu.

***

Sevgili Murat yazısına “Sayıştay Raporlarında Üniversitelerimiz” başlığı altındaki irdelemeleriyle başlamış. Konusu, Sayıştay’ın onlarla ilgili 2024 yılı bulguları. Kendi bakış açısında özetle bazı bulguları sıralıyor. En çarpıcı olanını başa almış:
“– Üç üniversitenin personel sayısı 10 bin civarında görünüyor. Hâlbuki 2014 yılı başlarında sırf Anadolu Üniversitesi’nin personel sayısı 10 bin 500 civarındaymış. Azalma yüzde 60’ı bulmuş.”

***

Taşkın, döner sermaye gelirlerinin ciddi oranda düştüğünü, örneğin ESOGÜ’nün bu kalemde zararda olduğunu belirtiyor.

***

Yazının, benim açımdan en ilginç bölümünü sonuna saklamış! Orada “Not” diyerek, ODTÜ’nün “Türkiye’deki Üniversitelerin Akademik Performansına” ilişkin bir araştırması konusunda okurlarını bilgilendiriyor. Notun önemli bölümünü de şu şekilde sunuyor:
“Aşağıda vereceğimiz listeye bakmaya üşenenler için şimdiden söyleyelim: En başarılı üniversiteler arasında bizimkiler yok!..”

***

Ben de “üşenmedim”, baktım, gerçekten yok!
Oysa bir zamanlar bizimkiler “üniversite gibi üniversite” sıralamasında ilk onun içinde yer aldıklarını anımsadım:

***

Kahroldum açıkçası!..

Orhan Oğuz