Geçtiğimiz Salı günü Ankara'da AK Parti İl Başkanları toplantısı vardı.
Erdoğan'ın başkanlığında yapılan toplantı oldukça gergin geçerken, toplantı Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak açısından daha da bir gergin geçmiş!
***
Erdoğan, toplantıdaki konuşmasına Ankara, İstanbul, Çorum ve Eskişehir il başkanlarına kızarak başlamış.
“Çalışmıyorsunuz! Arkadaşlar da çalışmadığınızı söylüyor” diyen Erdoğan Eskişehir il başkanı Gürhan Albayrak'a atfen “Eskişehir'de rakibin yaşlı olduğunu söylüyordunuz. Seçimi rahat alacağınızı söylüyorsunuz. Ne oldu? Yerine hanımefendi geldi” diyerek kızgın olduğunu dile getirmiş.
***
İl Başkanı Gürhan Albayrak'ın toplantıda bulunan Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu'ndan Mihalgazi'ye nostaljik tren istemesi, bakan Uraloğlu'nun da “Hatta bakarız” demesine de sinirlenen Erdoğan'ın “Hattın neyine bakacaksın? 4-5 merkez ilçe kaybedilmiş. Bir de tren mi vereceğiz. Ankara'dan Eskişehir'e Hızlı Tren hattı getirdik. Hiçbir karşılığı olmadı” diye azarlamış.
***
Yukarıda da söyledik...
AK Parti il başkanları toplantısı gergin, özellikle de İl başkanı Gürhan Albayrak için daha da gergin geçmiş.
***
Toplantıdan sızan bilgiler bu yönde olurken, Erdoğan'ın ağzından çıkan sözler Eskişehir adına şöyle bir tablo ortaya koyuyor...
1- Eskişehir'e bundan sonra hükümet imkanlarıyla yatırın falan gelmesi hayal olacak...
2- AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak topun ağzına iyice konuluyor...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
HAVA ATTIĞIN GÜN HAVA ALDIĞIN GÜN OLUR!
Her iktidar kendi zenginini yaratır.
AK parti döneminde de böyle oldu.
Önce iktidar çevresinde servet arttı.
Siyaseten yaratılan servet bir anda müreffeh yaşamlara dönüştü.
Servet arttıkça şımarıklık da arttı.
Bu beraberinde ister istemez riyakârlığı, kural tanımazlığı ve aşırı kibri getirdi.
***
Ardından, makam sahibi olanlar, ailesi ve yakanlarına devletin imkânlarını sağlayıp adeta bir sadet zinciri oluşturmaya başladı.
Partiyi temsil ile görevli profil aniden elit bir konuma evrildi.
Sonuç olarak “Biz size hizmet etmek için varız” diye yola çıkanlar, yolda ulaşılamaz ve asla eleştirilemez hale geldi.
Birkaç yıl önce hali-vakti, ne yiyip ne içtiği çok iyi bilinen insanlar, bir anda kapısını özel şoförlerin açtığı, ön koltuktan asistanlarının indiği milyon dolarlık araçlarla boy göstermeye başladı.
***
Örneğin:
Parti yöneticisi konumunda bulunan Avukatlar, vatandaşın ve partinin davasından çok, kurumların Avukatlığını almak, yani kendi davaları için çaba harcadı.
Müteahhitler, vatandaşın sıkıntısını çözmek için gitmedikleri bakanlıkların kapısında, kendi kapacakları iş için nöbet tutar oldu.
Muhasebeciler, kurum ve kuruluşların defterlerini alabilmek için insanların derdini göz ardı etti.
Bir de bunlara, aynı aidiyete sahip olmamasına rağmen fırsatı değerlendirip parti içine sızan ve partide el üzerinde tutulanlar eklenince, emek verip ikbal bekleyenlerin tacı kenara atıldı.
***
Süreç, partiye gönül ve emek verenleri, kendi partisini savunamaz hale soktu ve soğuttu.
Partiyi asıl savunması gerekenler yukarıda saydığımız nedenlerden ötürü köşesine çekilince, partiyi savunmak, donanımları ve profilleri son derece düşük, cahil ve samimiyetten uzak ama kolay yoldan ikbal sahibi olmayı hedefleyenlere kaldı.
Parti adına vitrine çıkan ve paçalarından cahillik akıp, sözde insanların aklı ile alay ettiğini zanneden bu tip insanların sürekli sağı solu azarlamaları, vatandaşın nazarında üzerine tüy dikilen bir süreç yarattı.
İşte bu süreç önce geçliğin, ardından yetişkinlerin partiden kopuşunu başlattı.
***
Sonuç olarak…
Siyaseten yaratılan servete hak etmeden sahip olanlar, sahip oldukları serveti taşıyamayıp altında kaldı…
Şimdi AK Parti’nin belediyeleri niçin kaybettiği, parti oylarının niçin düştüğü sorgulanıyor.
Aslında çok basit…
Yukarıda da söylediğimiz gibi her şey siyaset sayesinde sağlanan servetin, beraberinde şımarıklığı, kibri, kural tanımazlığı, adaletsizliği, cahilliği, ulaşılmazlığı, saadet zincirlerini kolay yoldan ikbal arayışlarını… Kısaca, para ile hava atmayı getirmesiyle başladı…
***
Eeee ne diyelim?
Parayla hava attığın gün, oy ile hava aldığın gün oluverir…
Tıpkı bu gün AK partide yaşandığı gibi…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
SON DERECE YERSİZ,GEREKSİZ, ANLAMSIZ BİR DAVRANIŞ İŞTE!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Parti Meclisi toplantısında konuşuyor.
Partili bir meclis üyesi “Bu tarımın hali ne olacak?” diye soruyor.
Özgür Özel konuşmasının kesilmesine çok sinirleniyor.
Elindeki kağıtları sallayarak “Tarım ile ilgili burada 6 sayfa konuşma var. Ama sırası gelmeden konuşanın konusunu konuşmayacağız. Şimdi arkadaşların sana kızsınlar." diye tepki gösteriyor.
***
Son derece gereksiz, yersiz, anlamsız bir çıkış anlayacağınız...
Kendi partilisini kürsüden azarlamak yerine “Tam da tarım meselesine geliyorum” de ve devam et konuşmaya.
Hiç olmazsa o kibirli, egolu hali ortaya serme işte!
***
Hep diyoruz...
İktidar CHP'ye yürüyor ama CHP iktidara yürümemenin yollarını ne yapıp edip buluyor...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,