Önümüzdeki hafta cumartesi günü 4 Ekim Hayvan Hakları kutlama günü. Şimdiden bir kaygıdır aldı beni; neyi kutlayacağız biz? 2004 yılında yürürlüğe giren hayvan hakları yasası çıktığı zaman çok sevinmiştik hep birlikte, elbette yıllardır beklediğimiz, talep ettiğimiz, çıkmasının akabinde de sıkı sıkı sarıldığımız bir yasaydı 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası, hayvanların doğal ortamlarında korunması ve yaşam haklarının güvence altına alınması amacıyla düzenlenmişti.

Yıllar içinde yasa maddelerinin sokak canları lehine işlemesi için çaba harcadık, aksayan yönlerinin düzeltilmesi için uğraştık durduk. Yasanın belli maddeleri kırmızı çizgimizdir dedik defalarca, çiğnetmemek adına tüm gücümüzle savaş verdik.

Ancak geçtiğimiz yıl, ilgili yasada bir değişikliğe gidildi, yeni düzenlemeyle birlikte "topla, aşıla ve kısırlaştır, yerine bırak" ilkesi yürürlükten kaldırıldı.
Meclis'ten geçen yeni yasa, sokaktaki tüm köpeklerin toplanarak sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bakılmasına hükmediyor. Yerel yönetimlere ise bakımevi kurmaları ve mevcut şartları iyileştirmeleri için 31 Aralık 2028'e kadar süre tanıyor.
Hükümet, mevcut yasadaki "topla, aşıla, kısırlaştır, yerine bırak" ilkesi uygulanmadığı için yasanın ihtiyacı karşılamadığını gerekçe gösterdi. Pek çok meslek örgütü, hayvan hakları savunucuları ve muhalefet ise hayvanları kitlesel bir şekilde öldürmeden bu yasayı uygulamanın imkansız olduğunu savunuyor.

Hükümet, Türkiye’de 4 milyon sokak köpeği olduğunu, buna karşın mevcut 322 barınaktaki toplam kapasitenin 105 bin olduğunu belirtiyor. Bu yasanın hayvanları öldürmeyip koruyacağına dair söylemlerin güvenilirliği, esas olarak bu istatistikle sorgulanıyor.

Yasanın Mecliste görüşülmesi sırasında gerek muhalefet milletvekilleri, gerek meslek örgütleri, bu kapasiteyi karşılayacak sayıda barınağın yapılabilmesinin mümkün olmadığını savundu. Bu hedef gerçekleşse bile, milyonlarca köpeğin ömür boyu barınaklarda bir arada ve sağlıklı bir şekilde yaşamasının “imkansız” olduğu belirtildi.
Ama yetkililerin kulakları sağır, gözleri kör oldu ne yazık ki. Ucube yasa çıktı gazi meclisten. Barınakların zaten yaşam alanı sunmaması bir yana, kapasitelerinin de yetersiz olduğu düşünüldüğünde, bunun sorun çözmeye ehil bir yöntem olmadığı açık. Öngörülen sistem aslında toplumda yankılandığı gibi, tüm köpeklerin sokaktan toplanmak ya da yerinde "uyutulmak" suretiyle ölüme mahkum edilmesinden ibaret olduğu öngörüsü olan herkesçe kabul edildi aslında.

Ve çok kısa bir süre sonra da şu kabulü mümkün olmayan haber ulaştı biz can savunuculara:

Sahipsiz Hayvanların Toplanması için 2028’E KADAR SÜRE YOK.
“Tarım ve Orman Bakanlığı, Bakan İbrahim Yumaklı'nın imzasıyla 81 ildeki valiliklere, sahipsiz sokak hayvanlarının toplanması konusunda kritik bir yazı göndermiştir. Bakanlık, yerel yönetimlere gönderilen yazıda, sahipsiz sokak hayvanlarının toplanmasının 2028 yılına ertelenemeyeceği, her sokakta bırakılan sahipsiz hayvan için Belediyelere 71 bin 965 TL para cezası uygulanacağı açıkça belirtilmiştir.”
Evet, tüm bu gelişmelerin karanlığında bizler 4 Ekimde neyi kutlayacağız? Daha geniş bakmak için can yakan konuya, önümüzdeki haftaki yazımı bekleyin lütfen.