Her gün bir önceki günü aratan zor günlerden geçiyoruz.
Siyasi, ekonomik sorunlar bir yanda bu kez de Muğla Milas’a bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen ormanındaki ağaç katliamı içimizi yakıyor.
Nöbette bekleyen köylü ve çevrecilerin direnişine rağmen ağaçlar kesilmeye devam ediyor.
Bölgeye ağaç kesimi için gelen ekipleri engellemeye çalışan yurttaşlar ve yaşam alanı savunucularına çok sert bir şekilde müdahale ediliyor.
Eylemcilere yumruk atan jandarmanın gaz fişeği kullandığı haberleri geldi.
Jandarmanın adeta vatan savunması yapar gibi vatandaşa karşı bu kadar sert bir tutum içinde olmasını anlamak mümkün değil.
Jandarmanın doğayı savunan direnişçilere biber gazı, su sıkması ve copla müdahale etmesi gerçekten de üzerinde durulması gereken bir konu.
Özel bir şirketin sahadaki güvenliği kendi ekibiyle sağlaması gerekirken kamunun bu işin içinde böylesine etkili şekilde yer alması yanıtlanmaya muhtaç bir durum olarak ortada duruyor.
…
Gelinen noktada ne yazık ki tüm engelleme çabalarına karşın ormandaki katliamın boyutunu uydu görüntülerinden anlamak mümkün.
Yeniköy-Kemerköy Termik santralinin kömür ihtiyacını karşılamak için ormanı yok etmek ve maden sahasını genişletmek amacıyla direnen halka karşı sert tutum devam ediyor.
Bölgeden bilgi akışı engelleniyor, sinyal kesiciler devreye alınmış durumda.
Oysaki Anayasamızın 56.Maddesindeki ”Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” ve yine 169. Maddesindeki “Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez” hükmü yok sayılıyor.
Ormanı korumakla görevli olan kolluk kuvvetleri tam tersine anayasal suç işliyor.
Ormanına, geleceğine sahip çıkmak için “Demokratik direnme hakkını kullanan halka” şiddet uyguluyor.
…
Yeşile ve çevreye düşman bir yönetim işbaşında.
Termik santrallerin çevreye verdiği zararlar tartışmaya açık olmayacak bir şekilde ortada.
Kömür madenine dönüştürülmek istenilen sahada izleyen yıllarda tarım yapılamaz hale gelecek.
Yer altı suları büyük bir tehdit altında.
Bütün eko sistem zarar görecek.
Bölgede astım, koah ve kanser vakalarının artacağını tahmin etmek ise güç değil.
…
Günlerdir jandarma ablukası altında sürdürülen direnişe ilişkin iktidar kanadından bugüne dek bir açıklama yapılmadı.
Bu tip durumlarda ifade edilen “Kesilen ağaç kadar yerine ağaç dikilmesinin” de çözüm olmadığını ilkokul çağındaki çocuklar bile biliyor.
Akbelen’de doğa mirası olarak kabul edilen ve koruma altında olan ormanda çam, meşe, kızılağaç, kestane, çınar ağaçları tehdit altında.
Diğer yandan dava süreci devam ettiği halde Kazdağlarında,
Hatay’da Amanos dağları Arsuz mevkiinde de
Ağaç kıyımları acımasız bir şekilde sürüyor.
“Devlet gücünü arkasına alan şirketler” orman katliamına devam ediyor.
…
Söylenecek çok söz var elbette ama “Zeytinin kaderini kömürle çizmeye çalışanlar”
Bölgede ‘ölüm çukuru’ açamayacaklar.
Akbelen direnişi doğa katliamlarına karşı umut olmaya devam edecek.