Fotoğrafçı arkadaşımı ziyarete gitmiştim. Neredeyse elli senelik bi hukukumuz vardı. 
Birbirimizi hiç kırmadık diyeceğim ama belki alındığı kırıldığı sözler olmuştur ama 
bu güne kadar da bu konuda tek laf etmedi. Kahveyi sevdiğimi bildiği için oğluna 
bize iki yandan çarklı kahve söyle dedi. Çay ocağını işleten usta da eskilerden olduğu 
için bize: Sade kahvenin yanına kesme şekeri koyar öyle gönderirdi. İşte bu kahvenin 
adı yandan çarklıdır. 
Yaşını almış bizim akranlarımız bu kahve kültürünü çok iyi bilirdi. Okkalı bi kahve 
istenirse (bu kahvenin diğer adında ağır kahvedir) bu kahvenin özelliği ise: Kahvesi 
bol, sert kahve dir. Gelelim: Kallavi Kahveye. Bu kahvenin sunuluşu ise kulpu 
olmayan büyük fincanda (bir diğer adıyla dede fincanı) denilen fincanla ikram edilen 
kahvedir. Gelelim kahvelerin en güzeline bu kahvenin adı: Meraklı kahvesi, bir diğer 
adında, tiryaki kahvesidir. Bu kahvenin özelliği ise; ağır ağır mangal külünde pişen 
kahvedir. Kaynak kahve: Bu kahveye sarhoş kahvesi de denir. Köpüğü tamamen 
kayboluncaya kadar kaynatılmaya devam edilmiş kahveye verilen isimdir. 
Kahvelerimiz geldi ama arkadaşımın pek neşesi olmadığını gördüğüm için “İsmail, 
senin bi derdin var ama belli etmek istemiyorsun. Anlatılacak bi şeyse anlatta bi 
çaresi varsa çare olalım dedim. Güldü. Hocam seninde gözünden bi şey kaçmıyor. 
Anlatayım da birazda sen üzül dedi. 30 senedir tanıdığım, muhabbeti tatlı bi 
arkadaşım üzgün bi yüzle yanıma geldi. Bu dünyalar tatlısı arkadaşım; 3 evlat okutup 
büyütmüş üstüne harçsız borçsuz evlendirip evlerini vermişti; ona huzur evi için 12'li 
vesikalık çektim.” Diyeceklerim bu kadar ...