Çok değil birkaç ay önce maske takma zorunluluğunu bırakıp, gevşetilen önlemlerle sonuna gelindiği sanılan salgın yeniden çıkışa geçti. Olgu sayısının kırk misli arttığı söyleniyor. Aklı ve bilimi rehber edinmekten vazgeçip, işi olağan akışına bırakmanın yaratabileceği acıklı sonuçları hep birlikte izliyoruz. Oluşturduğu hastalığın şiddeti azalsa da Corona virüsün virülansının yani bulaş riskinin arttığı gözlemleniyor. Salgının bir önceki dalgasından sorumlu olan Omikron kuşağı BA.4 ve BA.5 adlarıyla alt varyantlar oluşturdu bile, ayrıca evrimleşmenin sürmeyeceğine ilişkin bir güvence elbette yok. Başlangıçta üç BioNTech aşısı yaptırmış olanların yeni bir aşı yaptırmalarına gerek olmadığı, Ekim veya Kasım ayında yeni varyantları içeren aşının çıkacağı ve ondan olmanın daha yararlı olacağı söylense de kakofoni devam ediyor. Artan olgu sayısı karşısında aşı randevularının açıldığı ve hatırlatma dozunu olmanın özellikle risk guruplarında daha doğru olduğu görüldü. “Aşı bulunca ol” diyenlerden olduğum için ben dördüncü BioNTech’imi de olup beklemeye geçtim. Bilimin güzel tarafı da “yanlışlanabilir” olmasında yatıyor her halde. Bu arada Karl Popper’i saygıyla anmanın vaktidir…
Canlılığı bile tartışmalı, kimilerine göre yarı canlı veya bir canlıyla canlanan virüsün yaşamın değişmez kuralı olan evrimleşme üzerinden sergilediği gösteri paha biçilmez düzeyde öğreticidir. Ülkemizin çağdışına savrulmasının bir diğer göstergesi de “evrim derslerinin” müfredattan tamamen çıkarılması olarak gözüküyor. Evrim Derslerinin yasaklandığı iki ülke bulunuyor dünyada; birisi Suudi Arabistan, diğeri ne yazık ki Türkiye. Evrimsel değişikliklerin gözlemlenmesi bir insanın yaşamına sığmayacak denli uzun zamana yayılması ve hatta milyonlarca yıl alması doğaldır. Ancak ilkel canlılarda durum oldukça farklıdır. Özellikle bakterilerde ve virüslerde evrimi gözlemlemek değil yıllara, haftalara ve hatta günlere sığacak bir sürece dönüşüverir. Bir bakterinin antibiyotiğe direnç kazanması evrimleşmesinin doğal sonucudur. İki yılı aşkın süredir yaşamımızı etkileyen Corona virüs pandemisi aslında evrim gösterisinin olanca görkemiyle sürdüğü bir süreçtir. Aşı karşıtlarının varlığı kadar “yerli ve milli aşı” adı altında 3. Faz aşamasını tamamlamamış, evrensel anlamda bilimselliği kabullenilmemiş, “Turkovac” isimli aşıyı olup evrim gösterisini “milliyetçi gösteriye” çevirme çabası ise hem komik hem üzücü hem de tehlikelidir. Bu iktidar daha evrime inanmamakta ki uygun aşıyı bulup nasıl üretsin? Naslarla ekonomiyi yürütenler, Turkovac’la pandemiye kafa tutarlar…