Siz bu satırları okuduğunuzda, ben bu karda kışta, her şey yolunda giderse eğer Çanakkale Assos’ta Felsefe toplantısında olacağım. Her sene şubat ayının ilk hafta sonlarında yapılan, Cumhuriyet Gazetesi yazarı, Felsefe Bilim ve Sanat Derneği Başkanı Prof. Dr. Örsan Öymen’in düzenlediği Assos’ta Felsefe günlerine tam on senedir aralıksız katılıyorum. Bilindiği gibi Aristoteles’in bir süre yaşadığı, öğretmenlik yaptığı bir kent olması nedeniyle, onun anısına seçiliyor Assos. Anadolu’da bizim şu anda yaşadığımız topraklardan daha önce kimler geçmemiş ki. İlk filozoflar; Miletli Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes, daha sonra Lapsekili Anaksagoras ve Efesli Heraklietos, Sinoplu Diogenes, Stoacı Tarsuslu Zeno, Pamukkaleli Epiktetos daha buraya sığdıramadığım niceleri. Felsefe ve filozof açısından hayli mümbit sayılır bu topraklar, nasıl da kurumuş zamanla hayretler içindeyim. Her neyse bu sene seçilen konu hayli ilginç: “Özgür İrade” ve “İstenç Sorunu”. Felsefenin en çetrefilli sorularından ve hala doğru düzgün bir cevabı alınamayan “Özgür İrade Var mıdır?” sorusuna yanıt aranacak katılımcılar tarafından iki gün boyunca. Ondan da ötesi güneşin sofrasında olacağız dostlarla birlikte…
Kendimize özgür iradeye sahip olup olmadığımızı sormadan önce bu ifadeyle tam olarak neyi kastettiğimizi anlamalıyız. Yaygın ve yüzeysel bir görüşe göre, seçimlerimiz önceden belirlenmiş ise özgür iradeye sahip değilizdir; aksi takdirde sahibiz. 20. yüzyılda kimileri Nörobilimin bu soruya bir yanıt bulduğunu sanmıştı, ancak yakın dönemlerde anlaşılmış olduğu kadarıyla durum hiç de öyle değil. Eğer seçimimiz belirlenmiş ise özgür iradeye bağlı değildir. “Önceden” belirlenmesinin bir önemi yok, belirlenmiş olması yeterli neden. Bu sebeple aslında sorduğumuz soru seçimlerimizin belirlenmiş olup olmadığıdır. Bu bağlamda özgür iradeyle yapılmış bir seçim, belirlenmemiş bir seçim olacaktır. Özgür bir seçim, başkasının veya diğer dış güçlerin aksine benim tercihlerim dahi olsa o tercihleri yapmamı sağlayan karakterim, hoşlandığım ya da hoşlanmadığım şeyler, eğitimim, çevrem etkin değil midir ve aslında tercihim onlar tarafından belirlenmiş olmuyor mu? Ya da ben tüm bu dış etkenlerle oluşturduğum bilinç sayesinde özgür irademi kullanıp seçim yapıyorsam özgür iradem var demektir. Bu konuda felsefeciler de kendi aralarında “Belirlenimcilik”, “Bağdaşırcılık”, “Bağdaşmazcılık”, “Liberteryenlik” gibi birçok akıma ayrılmış durumdalar. Bir de üstatları dinleyelim bakalım özgür irade konusunda bir aşama kaydedebilecek miyiz, göreceğiz. Yok bir işe yaramazsa, akşamları kurulacak rakı sofralarında yapacağımız sohbetler yanımıza kar kalacak…