Beylikova (Eskişehir) – ETİ Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü sahası, Türkiye için stratejik öneme sahip bir “nadir toprak elementleri” rezervidir.

• Türkiye’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına göre NTE’ler; lantanitler, itriyum ve skandiyumdan oluşur.
• Beylikova’daki saha için yaklaşık 694 milyon tonluk kaynak tespit edildiği açıklanmıştır.
• Pilot tesis kurulmuş olup yıllık yaklaşık 1 200 ton cevher işleme kapasitesiyle başlama planı vardır.
• Ancak pek çok değerlendirme, “kaynak var ama işleme kapasitesi, teknoloji ve çevresel yapı henüz tam hazır değil” şeklinde durumu işaret ediyor.

Türkiye Ne Yapmalı? – Stratejik Öneriler

Aşağıda, Türkiye’nin bu rezervi ekonomik, çevresel ve stratejik açıdan en iyi şekilde değerlendirmesi için öneriler yer alıyor.

1. Katma Değeri Yükseltmek

• Rezervi sadece hammadde olarak çıkartıp satmak yerine, işlenmiş ürün hâline getirerek değerlendirmek önemlidir. Bu fark; çevre, teknoloji ve değer zinciri açısından belirleyicidir.
• Zira bir kaynağı sadece çıkartıp satmakla onu işleyip uç ürüne dönüştürmek arasında ciddi değer farkı vardır. Örneğin haberlerde şöyle denmiştir: “Cevheri işleyip ara ürüne dönüştürdüğünüzde 10 kat, uç ürüne dönüştürdüğünüzde 100 kat değer kazanabilir.”
• Bu bağlamda Türkiye’nin NTE işleme altyapısını, teknolojisini ve yerli katma değerli üretimi geliştirmesi gerekir.
• Ayrıca işleme esnasında “hammadde çıkartma → arıtma → oksit / alaşım / manyetik malzeme” gibi zincirler kurulmalı; yalnızca cevher çıkarımıyla yetinilmemelidir.

2. Teknoloji ve Uluslararası İşbirliği

• Bu tür elementlerin işlenmesi zor teknoloji gerektirir; analizler, arıtma, zararlı atık yönetimi, enerji maliyeti gibi unsurlar kritik önemdedir.
• Türkiye’nin teknoloji transferi ve işleme kapasitesi açısından dışa bağımlılığını azaltması gerekir. Uluslararası ortaklıklar yapılabilir ancak kontrol ve stratejik alanlarda hâkimiyet sağlanmalıdır.
• Örneğin Türkiye’nin Çin ya da ABD ile görüşmeler yaptığına dair ifadeler mevcuttur.
• İşbirliği yapılırken teknoloji paylaşımı, yerli üretim becerisi geliştirme ve kritik altyapıların yurtiçinde olması önem kazanmalıdır.

3. Çevresel Sorumluluk, Sosyal Etki ve Yerel Halk

• Nadir toprak elementleri madenciliği ve işlenmesi çevre açısından riskler taşır: atık oluşumu, radyasyon riski (örneğin toryum gibi radyoaktif elementlerin eşlik etmesi) gibi. Örneğin Beylikova sahasında toryum da işleneceği belirtilmiştir.
• Bu nedenle yerel halkın bilgilendirilmesi, çevresel etkilerin değerlendirilmesi ve işletmenin sürdürülebilirliği çok önemlidir.
• İş güvenliği, işçi hakları, bölge ekonomisine katkı (istihdam, eğitim) gibi sosyal boyutlar göz önünde bulundurulmalıdır.

4. Yasal ve Düzenleyici Çerçeve

• Türkiye’nin NTE sektöründeki yasal düzenlemeleri; lisanslama, çevresel etki değerlendirmesi, işleme tesislerinin denetimi gibi mekanizmaları güçlü tutması gerekir.
• Ayrıca stratejik hammaddelerin yurt dışına ham hâlde çıkışının kontrolü ve işleme zorunluluğu gibi politikalar değerlendirilmelidir.
• Bu, Türkiye’nin kaynaklarını yalnızca “satma” değil, “kendi sanayisine kazandırma” yönünde kullanma şansını artırır.

5. Küresel Tedarik Zincirinde Yer Almak

• NTE’ler; savunma sanayi, elektronik, yeşil enerji dönüşümü (örneğin rüzgâr türbinleri, elektrikli araçlar) gibi alanlarda kritik rol oynar.
• Türkiye bu alanlarda tedarik zincirinde bir oyuncu konumuna gelmek istiyorsa, stabil üretim, güvenilir kalite ve uluslararası standartlara uyum sağlamalıdır.
• Ayrıca rekabetçi avantaj yaratmak için bölgesel lojistik, enerji maliyeti ve iş gücü kalitesi gibi unsurlar üzerine çalışmalıdır.

Beylikova Özelinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

• Pilot tesiste yıllık yaklaşık 1 200 ton cevher işleneceği belirtilmiş durumda. Ancak bu henüz küçük çaplı bir başlangıç. Endüstriyel ölçekte amaçlanan kapasite yıllık 570 000 ton civarındadır.
• Rezerv rakamları kulağa çok büyük geliyor (694 milyon ton gibi), ancak kaliteleri, tenörleri ve hangi elementlerin ne ölçüde bulunduğu net olarak açıklanmamıştır.
• Yerel halk ve çevre açısından risk yönetimi kritik: atık, radyasyon ve su yönetimi gibi konuların şeffaf şekilde yürütülmesi gerekir.
• Bölge ekonomisine artı değer yaratılması (örneğin yerel işçi alımı, eğitim, yan sanayi gelişimi) önemli bir fırsattır.
• Türkiye, Beylikova’daki üretimi yalnızca cevher çıkarımıyla sınırlı tutmamalı; işleme, katma değer yaratma ve yüksek teknoloji yönlerine de odaklanmalıdır.

Sonuç

Kısaca: Evet — Türkiye için Beylikova’daki nadir toprak elementleri projesi büyük bir fırsattır.
Ancak bu, sadece rezervin büyük olmasıyla otomatik olarak başarı getirmez. Başarı için şu unsurlar kritik:

• Yüksek katma değerli üretim kapasitesi geliştirmek
• Teknoloji ve işleme süreçlerini yurtiçinde güçlendirmek
• Çevresel ve sosyal sorumlulukları yerine getirmek
• Yasal ve stratejik kontrol mekanizmalarını sağlam tutmak
• Küresel tedarik zincirinde güvenilir ve rekabetçi bir oyuncu olmak

Not: Konu ile ilgili bugüne dek her kafadan farklı bir ses çıkınca, meseleyi en azından yüzeysel kavramak için “Şunu bir de yapay zekâya sorayım” istedim.
Belki işin kolayına kaçtım, kabul ediyorum; ama en azından vermiş olduğu bilgilerden çıkardığım sonuç şu oldu: Türkiye’nin sahip olduğu bu maden rezerviyle ilgili olarak hem fırsatları hem riskleri dengeli şekilde ele alması gerekir.

M A D E N-3

AZİMLE ÇIKAN BETONU DELER!

Yer: Bağlar Mahallesi...
Kural tanımamakta direnen sürücülerin araçlarını yaya yolları üzerine park etmelerini önlemek için beton dubalar konulmuş.

***

Konulmuş ki zaten mevcut yol tek araç geçecek kadar dar, o yüzden araçlar kaldırıma çıkmasın!
Ama öyle bir azim, öyle bir inanç, öylesine bir cesaret var ki bizim sürücülerde — çıkmışlar kaldırımın üzerine...

***

Çıkmasınlar diye konulan beton duba durdurabilmiş mi kendilerini?
Ne gezer!
Böylesine bir inadın önünde beton falan durabilir mi hiç?
Altındaki aracın pert olması pahasına kırıp geçer o betondan yapılmış dubaları!

***

Çünkü ne yapıp edecek, illa çıkaracak o aracını o kaldırımın üzerine!
Zannedersiniz ki and içmiş, yolunda ölümü göze almış!

***

Sonra da AK Parti İl Başkanı çıkar; “Eskişehir dubalar kenti oldu,” der.
Ne diyelim?
Böyle sürücüye böyle önlem!
Böyle kafaya böyle duba!