Yazarları arasında bulunduğum Turkish Forum, 13 Ocak 2016 tarihinde HDP Milletvekili Sabahat Tuncel’in TBMM’ne Kasım 2014 tarihinde sunduğu “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'te Ermeni soykırımı için özür dilesin” haberini 4 Aralık 2014 tarihinde The California Courier’de yorumlayan Harut Sassounian’ın haberini yayınlamıştır.

(Last week, a Turkish Parliamentarian submitted a proposal to the Grand National Assembly of Turkey, seeking condemnation of the Armenian Genocide, a series of atrocities, and other acts of state terrorism. In this document, Sebahat Tuncel, member of pro-Kurdish Peoples’ Democratic Party (HDP), requests that Pres. Erdogan acknowledge and apologize in Parliament for the Armenian Genocide, massacres of Dersim, Marash, Sivas, and Chorum, mass hangings after the Sept. 12, 1980 military coup, and other Crimes Against Humanity resulting from state terror. http://www.thecaliforniacourier.com/turkish-parliament-will-hide-the-truth-should-it-block-the-genocide-resolution/)



Tuncel o tarihte TBMM’e şöyle konuşmuştu: “Türkiye’de toplumsal barışın sağlanmasının ve devlet ile toplumun yeni bir toplumsal sözleşme ile bir gelecek tahayyülü sunmasının önünde, son zamanlarda gündeme 38 Dersim katliamı yanı sıra yaşanmış pek çok insanlığa karşı işlenen suç bulunmaktadır. Dersim dışında Maraş, Sivas, Çorum Katliamları, Ermenilerin soykırıma uğratılması, 12 Eylül askeri darbesi ile tüm muhalif kesimlere yönelik devlet teröründen kaynaklı işlenen insanlık suçları gibi pek çok yaşanmış olay bulunmaktadır.”

Yasa teklifine göre devlet adına Cumhurbaşkanı TBMM’de özür dileyecek, teklifin yasalaşması durumunda Türkiye sözde Ermeni soykırımını kabul etmiş olacak, soykırımın başladığı gün olan 24 Nisan da “ulusal yas günü” olarak ilan edilecektir.

Bu süreçte bir diğer HDP Milletvekili Garo Paylan da 16 Ocak 2016 tarihinde Haber 10’da yer alan demecinde PKK’ya yakınlığı ile bilinen IMC TV’de katıldığı programda Türkiye Cumhuriyetini Kürtlere soykırım yapmakla suçlamıştır. Program sunucusunun sivil kayıplar üzerinden “90’lara mı döndük yoksa 2016’da mıyız” şeklindeki sorusuna cevap veren Paylan, tarihi gerçekleri çarpıtarak konuşmuştur:

Bence ötesinde bir yerdeyiz. Herkese tavsiyem şudur, yüzyıl öncesine bakmak gerekiyor. Bu devletin çok büyük bir suçu var: Yani belki de kötülüğün sıradanlaştığı günlere tekrardan bakmamız gerekiyor. Bu devlet geleneği yüzyıl önce Ermeni halkına bir soykırım yaşattı. Ermeni halkı da şu andaki Kürtlerin taleplerini ortaya koyuyorlardı. Diyorlardı ki, hatta 100-120 yıl önce, 1890’lardan itibaren Ermeni halkı da özyönetim talep ediyordu. Özerkliği ve özerkliğin kurumsallaşmasını öneriyorlardı. Aslında Anadolu’da özerklik vardı fiilen, Dersim her zaman özerkti zaten. Ermeni halkının talebi neydi?

Ermenilerin çoğunlukta olduğu şehirler vardı 1850-60’larda. İşte Van, Bitlis, Diyarbakır, Sivas, Erzurum çoğunlukta olduğumuz iller. Ve buralarda valiyi biz seçelim diyordu mesela Ermeni halkı.

İşte anadilde eğitim haklarının daha sağlamlaşması, yerel bütçelerin oluşması… Aslında baktığınızda PKK’nın açıklamasını ortaya koyun, o gün kü Ermeni halkının talebiyle yan yana koyun, Kürt yerine Ermeni yazın, bire bir aynı talepler. Bu önerimiz vardı ve mecliste o dönem Ermeni vekiller vardı ve hep bunun savunmasını yaparlardı. Tıpkı bugün HDP’nin yaptığı gibi."

Paylan konuşmasının devamında bugün Kürtlere de Ermenilere olduğu gibi soykırım uygulandığını savunmuştur: “O zamanda devrimci mücadele yapan Ermeni örgütler vardı ve onlarında bu yönde mücadeleleri vardı ama tabi ki Kürt halkı gibi bir örgütlülük yoktu Ermenilerde. Son derece sınırlı bir örgütlülükleri vardı ve buna saldırıldı o dönem. Abdülhamid istibdat döneminde saldırdı sonra devrildi. İşte 1908-1915 dönemine çok iyi bakmak lazım. O dönem Ermeni halkı 2.Meşrutiyet sonrası bu isteğini hep dillendirdi, siyasi parti ve bireyleriyle. Bu taleplere karşı maalesef İttihat ve Terakki otoriterleşerek, ilk darbeyi yaparak, şu anda fiili bir darbe olduğunu zaten söylüyoruz, Talat-Enver-Cemal üçlüsü Ermeni halkının bu taleplerine bir soykırımla cevap verdi.

Bunu da nasıl yaptı? Şimdi aslında buna da bir özdeşlik kurmak lazım, 2015-2016 yılında post modern bir 3.dünya savaşı yaşıyoruz. O dönem 1.dünya savaşı yıllarında, soykırımı için düğmeye bastı o zamanki anlayış. Düşünün ki bu soykırımı yapan kadrolar sonra cumhuriyetin kurucu kadroları oldular. Hiçbir hesap vermeden. O dönem birinci meclis daha çoğulcu bir meclisti ama sonra o meclis feshedildi ve daha tekçi bir meclis ortaya çıktı.

Kürt halkının taleplerine de soykırımla cevap vermeye başladılar. Soykırım yapan zihniyet ve kadro için tabii ki de Ağrı ve Zilan katliamını yapmak teferruattı. Dersim’de katliam yapmak bir teferruattı. Çünkü Ermeni soykırımını yapmış ve hesap vermemişlerdi. Şimdi de baktığınız zaman ben bütün bu olayları 1913-14 yıllarına benzetiyorum. Tabii ki sonucu öyle olmayacak çünkü Kürt halkı şu an örgütlü ve güçlü ama nihayetinde bu devlet çok zalim bunu görüyoruz.

O ceberut anlayışı tekrar dereye sokup bölgeyi insansızlaştırmaya çalışıyorlar. Bakın ben Sur’a gittim, 1913 yılında Sur’un üçte ikisi Ermeni ve Süryani’ydi. Etrafı yine tankla topla o dönemki tesisatla çevrilmişti. Yüzyıl sonra devlet tekrardan Sur’u çevirmiş durumda ve tankla topla vuruyor, aynı uygulamayı yapıyor.” (http://www.haber10.com/guncel/hdp_li_paylan_ermeniler_de_ozyonetim_istiyordu-611112)

Diğer taraftan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş CNN Türk'te Hakan Çelik'in hazırlayıp sunduğu ve 18 Ocak 2015 tarihinde yayınlanan Hafta Sonu Keyfi programında, Ermeni diasporasının 1915 yılı olayları için dile getirdiği soykırım iddialarını değerlendirmiş ve yaşananlar için "Tereddütsüz kabul ediyorum, bu bir soykırımdır" ifadesini kullanmıştı.

Daha sonra da sözde Ermeni soykırım iddiaları konusundaki sözlerini CNN Türk'te yalanlamıştır. Gazeteci Levent Gültekin'in soykırım iddiaları konusundaki sorusunu cevaplayan Demirtaş, "Soykırım gibi bir ifadelerinin bulunmadığını," parti programında bunun için Hakikatler Komisyonu kurulmasını istediklerini söylemiştir. Fakat Demirtaş geçmişte "Ermeni soykırımı vardır" diyen Papa'ya sahip çıkmıştı: "Hükümetin geçmişte yaşanan olaylarla ilgili hakikatleri araştırma konusunda hareket etmesi lazım. Papa bir şey söylüyor çocukça tepki veriyorlar. İnsan anlamakta zorlanıyor. Ermeni gerçeğiyle nasıl yüzleşmesi gerektiğini topluma bir anlatın. Bu resmi olarak açıklığı kavuşmamış bir konudur. Papayı tanımıyoruz diyerek bu sorun çözülemez."


Ekim 2015 de Ankara Hilton’da düzenlenen toplantıda HDP'nin seçim bildirisi açıklanmış ve eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın sözde Ermeni soykırımını kabul etme vaadi alkış almıştır. Yüksekdağ, "HDP tarihte farklı halklara yapılan soykırım ve katliamlar karşısında bu halklardan devlet adına özür dilenmesi için gerekli çalışmaları yapacak. Ermenistan üzerinde uygulanan ekonomik ambargoyu kaldırarak gerekli ekonomik, politik ve diplomatik ilişkileri geliştirecek ve ermeni halkıyla dostluk köprülerini kuracağız" demiştir.

***

Sevgili Okurlar,

Bu yıl yeniden düzenlenen somut olmayan kültürel miras listesine, Türk kahvesi kültürü ve geleneği de onay alırsa eklenecektir. Bu liste; kültürel çeşitliliği ve yaratıcı ifadeyi sergilemek, korumak ve teşvik etmek için UNESCO tarafından oluştulmuştur.