Polonya Parlamentosu tarafından Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınması sonrasında açıklamalarda bulunan Ukrayna  Milletvekili Mykola Knyajıtskıy, dünyanın 18 Mayıs 1944 Sürgünü'nü soykırım olarak tanıması gerektiğini geçen yıl (13.07.2024) açıklamıştır. Polonya Parlamentosu’nun alt kanadı Sejm, 12 Temmuz 2024 tarihli Genel Kurulu’nda  Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan kararı kabul etmiştir. 

Kararın oylanmasında Kırım Tatarlarının   lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi  Başkanı Refat Çubarov, Başkan Yardımcısı ve Ukrayna Milletvekili Ahtem Çiygöz, Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı Eskender Bariyev ve Dünya Kırım Tatar Kongresi  İcra Komitesi Polonya Üyesi Nedim Useinov ile birlikte misafir olarak Polonya Parlamentosu’nda bulunan Ukrayna Milletvekili Mykola Knyajıtskıy, sürgünün soykırım olarak tanınmasını içeren kararın onaylanması sonrasında açıklamalarda bulunmuşlardır. 

Ukrinform haber ajansının Varşova muhabirine konuşan  Knyajıtskıy, Ukrayna Parlamentosu’nun 2015 yılında kabul ettiği, 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan yasanın öncüsü olduğunu anımsatarak, "Tüm dünyanın Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıması gerektiğine kesinlikle inanıyorum" demiştir.

Sürgünün soykırım olarak tanınmasının özellikle bu dönemde önemli olduğunu, çünkü Ukrayna'nın ayrılmaz bir parçası olan ve olmaya devam eden Kırım'ın geleceği söz konusu olduğunda, Kırım Tatarlarının hakları hakkında konuşulması gerektiğini sözlerine ekleyen Knyajıtskıy, "Sonuçta, sadece topraktan değil, ortak bir geçmişe ve ortak bir geleceğe sahip olduğumuz, Ukrayna halkının bir parçası olan, toprakları için savaşan ve yüzyıllardır Rus saldırganlar tarafından zulüm gören büyük Kırım Tatar halkından bahsediyoruz"  demiştir.

Polonya, 12 Temmuz 2024 tarihinde kabul ettiği kararla “18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü" soykırım olarak tanıyan 5’nci ülkedir.  Kırım Tatar Sürgünü’nün 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edilmesi sonrasında; 2019 yılında Letonya ve Litvanya parlamentoları, 2022’de ise Kanada Parlamentosu’nun alt kanadı olan Avam Kamarası, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımıştır.
Sovyet Hükümeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944 tarihinde  Kırım Tatarlarını sürgün etmiştir. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük  çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatar TÜRKLERİ Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edilmiştir. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetmiştir.
Sovyet yönetimi, vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçlamıştır ama  Kırım Tatarları bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmamıştır. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba göstermişler,  1989 ve sonrasında  yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başlamışlardır. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürmüştür.
Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başlamışlar fakat yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan’da kalmıştır. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul ederek 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etmiştir.  Ukrayna Parlamentosu  12 Kasım 2015 tarihinde yapılan oturumda 2493 No’lu karar tasarısını  onaylamış, 245 Milletvekili karara kabul oyu vermiştir. Ayrıca 18 Mayıs, “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak kabul edilmiştir.
QHA’ya Konuşan Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı, Ukrayna Milletvekili Refat Çubarov, “Söz konusu karar tasarısının kabul edilmesiyle Sürgün edilen ve sürgün yerlerinde ölenlere karşı boyun borcumuzu yerine getirebileceğiz. Kırım Tatarlarına karşı korkunç bir suç işlendi ve on yıllar boyunca halkın vatana dönüşüne izin verilmedi. Bu nedenle soykırım, zorla topraklarımızdan çıkarılma olayından doğan zararın yanı sıra on yıllar boyunca sürgün yerlerinde zorla tutulmaktan doğan büyük zararlar da söz konusu. İnsanlığa karşı işlenen her suç hukuki açıdan değerlendirilmeli. Ayrıca ileride benzer korkunç olayların meydana gelmemesi için uluslararası toplum bu olaylar hakkında bilgi sahibi olmalı. Şimdiki nesil, tarihteki suçlarda parmağı olanların rolünü iyi bilmeli. Bu karar tasarısı ve komünist rejiminin yasaklanmasına dair karar, doğru yolda ilerlediğimizin göstergesidir”  demiştir. 
Kırım Tatar Sürgünü’nün uluslararasında “soykırım” (genocide) olarak tanınması için çaba gösterenlere, bir Kırım Türkü olarak teşekkür etmeyi  açıklamak istiyorum.

"Gençlerimizin ve aziz milletimizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı en samimi duygularımla kutlar, başta Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla anarım."