Onları Gerçekten Seviyorsanız Hayvan Sevgisiyle Büyütün..
“Sağlıklı nesillerin garantisi kedilerdir”
Böyle söylemiş Dr. Tarkan Özçetin “Kedici” dergisinde. Ben de sıklıkla yazarım, sıklıkla dillendiririm, aklımın yettiğince, dilimin döndüğünce; Hayvanlarla, evcil canlarla büyüyen çocuklar daha sağlıklı olur. Avrupa’da, Amerika’da ebeveynler ailelerine bir yeni fert katılacağı zaman hemen evlerine bir dört patili can dostu almayı planlarlar.
Evet, Dr. Özçetin, genel yayın yönetmeni olduğu Kedici dergisinin eski tarihli bir sayısında benim bu söylemlerimi doğrulayan çok güzel bir yazı yazmış. Oradan alıntılar yapacağım köşem elverdiğince. Umarım bazı titiz kadınlara, “Amannn..kedi miii? Tüyü, kılı?” diye o dünyanın en estetik, en sevimli özel canlarına tiksinti ile bakan kadınlara bir yanlışı düzeltme fırsatı verir ve anneliğe hazırlanan adaylara da çocuklarının sağlığı adına evlerine kedi almalarının ne kadar yararlı olacağını göstermiş olur.
“Hiç unutmam yıllar önce kliniğime kedi sahiplenmek için eşi Ankara’da diplomat olan hamile Amerikalı bir bayan gelmişti. Hani çoğumuzun hayatında en az bir kere tanık olup gözlerine inanamadığı, yere düşün emziği direkt bebeğinin ağzına veren o sorumsuz, batılı ama pis annelerden birisi işte. Emin misiniz diye sormuştum ister istemez. Şimdiye kadar değil de neden hamileliğin son döneminde evlerine kedi almak istiyorlardı? Akıl erdirememiştim. Doğacak bebeğimin sağlığı için demişti. Doktoru önermişti, doğumdan önce mutlaka evde kedi veya köpeğin olmasını söylemişti. Meğer bir bildikleri varmış ‘Hijyen Hipotezi’.
İmmun sistem, bağışıklık veya vücudun savunma sistemi. Bağışıklık sistemi gelişmiş bir bireyin kolay kolay hasta olmayacağı çok net söylenebilir. İşte bu sistem hayatın ilk günlerinde hatta anne karnında gelişmeye başlıyor ve gelişmesinin büyük bir bölümünü (işte burası çok önemli) 5 yaşına geldiğinde tamamlıyor. Yani doğumdan 5 yaşına gelene kadar iyi bir gelişme gösteren bağışıklık sistemine sahip çocuklar, sonrasında ömür boyu kolay kolay hasta olmuyorlar. O zaman canımızdan çok sevdiğimiz çocuklarımızın bu sistemlerinin gelişmesi için neye ihtiyaçları var? Cevap çok basit ama bir o kadar da şaşırtıcı: MİKROP. Evet yanlış okumadınız 0-5 yaş arasında ki bebeklerin, daha sonraki tüm yaşam evrelerini olumlu etkileyecek sağlam bir bağışıklık sistemine sahip olmaları için mikroplarla temas etmeleri, tanışmaları ve onlarla savaşmaları gerekiyor. Bu olmaz ise ne oluyor? En açık anlatımı ile bu sistemin kafası karışıyor. Tanımadığı, bilmediği mikropların yerine savaşacak başka şeyler aramaya başlıyor. Örneğin polenleri gözüne kestiriyor. Sonuç: Alerji. Mikropsuz, steril ortamlarda büyütülen bu bünyeler, akla gelebilecek her şeye alerji ve sonrasında astım geliştirebiliyorlar.
Sonuçta ne olura olsun aşırı hijyen ürünleri ve ilaç kullanımının çocuklarımıza fayda yerine zarar verdiğini, çocuklarımızın bağışıklık sistemlerinin güçlenmesi için doğaya çıkmasını, doğal beslenmesini, mikroplarla ve alerjenlerle tanışması gerektiğini ve en önemlisi evimizde en az bir kedi ve/veya köpekle beraber büyümesinin sayısız faydalarına bir yenisinin daha eklendiğini artık biliyoruz.”
NOT: Şu sıcak günlerde, sokak hayvanları için hiçbir şey yapamıyorsak, hiç olmazsa kapımızın önüne BİR KAP SU bırakalım.