Fillerin suya gidiş yollarına, büyük çukurlar kazılır ve üstü bitkilerle örtülürmüş…
…………….
Filler bu çukura düştüğünde, çıkmaya çalışır, ama bunu başaramazmış…
…………..
Ümidini kaybedip, korku içinde beklerken, siyah giysili adamlar gelir onları sopalarla döver, işkence yaparmış…
……….
Hayvan yaraların verdiği acıdan ve yaşadığı korkudan büyük çöküntü yaşarmış…
………..
Bir süre sonra aynı avcılar siyah giysileri çıkarır, beyaz elbiseleri giyer…
……………..
Fillerin yanına gider, onlara yiyecek ve meyve verirlermiş…
…………….
Onların yaralarına pansuman yapar, şefkat gösterirlermiş…
………….
Filler, bu beyaz giysili kurtarıcılarının kendisine gösterdiği karşılıksız sevgi ve ilgiden dolayı o kadar minnettar kalır ki…
…………..
O andan itibaren ömür boyu onların gönüllü kölesi olurlarmış…
………
Bu hikayeyi çok severiz…
………………..
Güzel ülkemde ne zaman sıkıntılar artığında…
………..
Ekonomi bozulup, enflasyon fırladığında…
………..
Sanayici ağlamaya, esnaf kapısına kilit vurmaya…
……………..
İşçi ve emekli eylemlere başladığında…
…………….
Yargıya güven kalmayıp, adalet mum ışığıyla arandığında…
…………
Deriz ki, ‘Şimdi siyah giysili adamların zamanı…’
……………..
Aradan birkaç yıl geçip, seçimler yaklaştığında…
………….
Enflasyonda frene basıldığında…
…………
Sanayici ve esnafa krediler dağıtılmaya başlandığında…
……………….
İşçi ve emekliye yüksek zamlar yapıldığında…
…………
Başta yargı olmak üzere önemli alanlarda düzenlemeler yapıldığında…
………………..
‘Şimdi de beyaz elbiseli adamların zamanı’ olduğunu düşünürüz…
………………..
Ve insanlarımız bu oyunu anlamadığı sürece de…
………………
‘Durmak yok, yola devam’ deriz…

KUYUDAN ÇIKAN GERÇEK!

19. yüzyıl efsanesine göre gerçek ve yalan bir gün buluşurlar.
Yalan " Bugün hava çok güzel” der…
…………
Gerçek ona bakar ve gözlerini gökyüzüne kaldırır. Gün gerçekten çok güzeldir, yalanın doğru söylemesine şaşırmıştır…
……………..
Bir kuyunun önüne gelene kadar birlikte zaman geçirirler. Yalan hep doğru söylemektedir. Yalan; "Su çok güzel, birlikte banyo yapalım" der…
…………..
Gerçek, bir kez daha şüpheci bir şekilde suya dokunur, su gerçekten çok güzeldir. Soyunur ve yüzmeye başlarlar…
…………
Yalan bir anda sudan çıkar, gerçeğin kıyafetlerini giyerek kaçıp kayıplara karışır…
…………….
Kızgın olan gerçek, yalanı bulmak ve kıyafetlerini geri almak için her yere gider...
…………….
Çıplak gerçeği görenler onu hor görürler ve öfkeyle bakarlar…
……………
Zavallı gerçek kuyuya geri döner ve sonsuza dek ortadan kaybolur…
…………..
O zamandan beri yalan…
……….
Dünyanın her yerinde gerçek gibi giyinmiştir ve içimizdedir…
…………..
Dünya ise hiçbir şekilde çıplak gerçeği görmek istememektedir…
……….
Jean Leon Gerome’nin ‘Kuyudan Çıkan Gerçek’ adlı eserini severiz…
……………..
Şöyle etrafınıza bakarsanız, gerçek kıyafetine bürünmüş birçok yalanı görürsünüz…

KADIN

Temel'e sormuşlar kadının iyisini nasıl anlarsın diye.
Temel de:
-Konuşmasına bakarum, demiş.
-Ya hiç konuşmuyorsa, diye sormuşlar. Temel de:
-O kadar iyisune ratslamadum daa, demiş