Tıpkı bakmakla görmek arasındaki farkı anlamak gibidir duymakla dinlemek
arasındaki fark. Çevremizde bir çok sesler oluşur ama bizler oluşan bu seslere pek
ilgi duymaz hatta bazılarını duymayız bile! Duymak, fiziksel bir olaydır. Çevrenizde
pek çok ses duyarsınız, ama bunları dinlemezsiniz. Çünkü, o seslerin pek çoğu sizi
ilgilendirmez. İnsan, duymak için dinlemek zorunda değildir. İnsanların bir şeyi
duymaları, onu dinledikleri anlamına da gelmez. Dinlemekte tıpkı görmek gibidir.
Dinlemek için aklın devreye girmesi ve o seslerin anlamlarını belleğine yazarak
onları çözümlemesidir. Duyduğu o seslerden hisseler çıkarmasıdır.
Bakmak için gözünüzün açık olması yeterlidir. Görmek için ise zihninizin açık
olması gerekir. Görmek; görüneni anlamak ve yorumlamaktır. Yorumlarken aklın ve
zihnin devreye girmesiyle görünenin arkasında yatan detayların ne olduğunu
irdelemektir. Hacivat ve Karagöz oyununu herkes izlemiştir. İnce bir perdenin
arkasından oynatılan kuklalardır. Çocuklar zevkle izlerler. Onlar Hacivat ve
Karagöz’ün kendileri gibi olduğunu zannederler. Biraz büyük olanları ise o kuklaları
oynatan birinin olduğunu bilir. Daha akıllı olanlar ise o kuklaları oynatan insanın para
karşılığında başka bir insan tarafından görevlendirildiğini bilir. Bu oyunu hala izliyor
ve bir insanın bize bunları gösterdiğini biliyoruz. Oysa bize izletilen bu oyunların
arkasındaki gücü bir türlü göremiyoruz.
Görmekle bakmanın, duymakla dinlemenin özetini yapayım size! Fotoğrafçı bir
arkadaşım anlattı: “30 senedir tanıdığım, 3 evlat okutup büyütmüş üstüne harçsız
borçsuz evlendirip evlerini vermiş bir babaya ; huzur evi için 12'li vesikalık çektim.”
Diyeceklerim bu kadar ...