Eskişehir'in Beylikova ilçesindeki Nadir Toprak Elementleri Sahası’nda, bugüne kadar 310 ayrı lokasyonda yaklaşık 125 bin metre sondaj yapıldı.
***
Çalışma sahasında; nadir toprak elementleri, barit ve florit başta olmak üzere, tam 694 milyon ton kaynak olduğu tespit edildi. Bu saha, dünyanın ikinci büyük nadir toprak kaynak sahasıdır.
17 nadir toprak elementinden 10’unun bulunduğu Beylikova Sahası’nda, yaklaşık 12,5 milyon ton nadir toprak oksitleri yer alıyor.
***
Kaynağın uluslararası sertifikasyon işlemleri devam ediyor.
***
Nadir toprak elementleri teknolojisine sahip ülke ve firmalar, bu alandaki üretim süreçlerine ilişkin tecrübelerini maalesef paylaşmaktan kaçınıyor.
Bu engelin aşılması ve mevcut sahaların daha kısa sürede ekonomiye kazandırılması, uluslararası iş birliklerini zorunlu kılıyor.
***
Pek çok ülke, teknoloji geliştirme, danışmanlık ve teknoloji transferi için bu konularda deneyimli ülkelerle anlaşmalar imzalıyor.
***
Bu anlamda, Beylikova’daki Nadir Toprak Elementleri Sahası’nın herhangi bir ülkeye verilmesi asla söz konusu değildir.
Her kim bunu iddia ediyorsa, kendi ülkesine iftira atıyor demektir.
***
Türkiye’nin yeraltı kaynaklarını ekonomisine kazandırmasını istemeyenler hep aynı şeyi yapıyor.
Nadir toprak elementleriyle ilgili yaşananlar da budur.
***
Yukarıdaki açıklama, Eskişehir’de son günlerde sıklıkla tartışılan Beylikova’daki Nadir Elementler Alanı ile ilgili Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamadan alınan sözler.
***
Açıklamadan anladığım kadarıyla, maden sahasının bir başka ülkeye verilmesi söz konusu değil.
Yine açıklamadan anladığım, sadece sahadan çıkartılacak maddenin üretimi ve işlenmesi konusunda teknolojiye sahip uluslararası ülke ve firmalarla zorunlu olarak anlaşmalar imzalanacak.
***
Umarız, Beylikova’daki Nadir Elementlerin yer aldığı maden sahasıyla ilgili planlama bu söylenilen şekilde gerçekleşir.
Bu durum, konu ile ilgili iddiaları da ortadan kaldırır.
Ama yine de bu yazı tarihe not düşülmesi açısından burada kalsın.
Olur ya, ileride sahadaki madenin çıkartılması ve başka ülkelere verilmesi gibi aksi bir uygulama ile karşı karşıya kalırsak, hiç olmazsa elimizde
“Hani böyle olmayacaktı?” diyecek bir gerekçemiz olsun...
OLUR OLUR BU ŞEHİRDE BAL GİBİ OLUR...
Esnafın biri, dükkânının önü kapanmasın diye dubalar koyup araç parkını yasaklayabilir mi?
Söz konusu yer Eskişehir ise, yapar...
***
Aynı esnaf, yayalar yürüsün diye yapılan kaldırımın üzerine ne kadar buzdolabı ve stant varsa koyabilir mi?
Söz konusu Eskişehir ise, elbette yapabilir.
***
İnşaat yapan bir müteahhit, inşaatına beton dökmek için — hem de günün en hareketli saatlerinde — koskoca sokağı kapatabilir mi?
Söz konusu Eskişehir ise, caddeyi bile kapatır.
***
Fırıncı, dışı artık çamur bağlamış kasalarla ekmek taşıyabilir mi?
Eskişehir’de olmayacak şey yok. Tabii ki taşır.
***
Trafiğin en yoğun olduğu caddelerde ticari mal indiren araçlar olur mu?
Niye olmasın ki?
Burası Eskişehir.
***
Tramvay güzergâhına araçlar girer mi?
Tabii ki girer. Görenlerin büyük bölümü de resmi ve belediyeye ait araçlar olur.
***
Şehir merkezinden kaldırılan resmi kurum binaları, götürülüp yine şehir merkezine yapılır mı?
Elbette yapılır. Hatta Adliye binasının karşısına kültür merkezi bile yapılır. Burası Eskişehir.
***
Taşınan resmi kurumların boşalttığı binaya başka bir resmi kurum getirilip kondurulur mu?
Niye olmasın ki? Amaç şehir merkezi yoğunluğunu azaltmak değil ki, resmi kurumlara yer bulmak.
***
Zaten sıkışan kent merkezindeki 5 km’lik alana 5 otel, 3 alışveriş merkezi kondurulur mu?
Konur... Konur... Hiç merak etmeyin.
***
Odunpazarı ve İstasyon meydanlarını daraltıp otoparka çevirip, sonra da meydan yapmak için kendini yırtan bir şehir var mıdır?
Bak, bu soruyu bilemedik işte...
***
Uğraşmayın, biz aradık bulamadık.
Velhasıl, saymakla bitmez...
Ama...
“Sayıyorsun da ne oluyor ki?” diyenleri rahatlatalım bari...
Hiçbir şey olduğu yok...
‘Adın Reşit, kendin söyle kendin işit’ sözünü kendi kendimize bir kez daha doğrulamak istiyoruz sadece...
ESKİŞEHİR'DE ORTAKLIK GİRİŞİMLERİ PEK SONUÇ VERMEDİ AMA...
Eskişehir'deki iş insanlarının bir araya gelerek ortak yatırım yapma girişimlerinden bugüne kadar pek sonuç alınamadı.
Hatta...
Denemelerin tamamı başarısızlıkla sonuçlandı.
***
Bu ortaklıklardan biri de 2000'li yılların başında, Eskişehir'in özelleşecek doğalgaz dağıtım işini üstlenmek için oluşturulan iş birliğiydi.
İş insanları bir araya geldi, belli bir sermaye koyuldu ve şirket kuruldu.
Ancak toplanan para, doğalgaz dağıtım ihalesini alabilecek miktarın yanından bile geçmiyordu.
Siyasetin de işin içine girmesiyle birlikte, iyi niyetle çıkılan yol fiyaskoyla sonuçlandı...
***
Bırakın bu tür ortaklıklarla büyük ihaleler almayı, bir dönem İsmet İnönü Caddesi üzerinde bulunan bir mekanı devralmak için bir araya gelen şehirdeki iş insanları, devraldıkları bu mekanı bile üç ay çalıştıramadı.
Ortaklık dağıldı, mekan yıllarca boş kaldı.
Para verip ortak olanlar, paralarını alamadı.
***
İşte tüm bu başarısızlıkla sonuçlanan ortaklıklar, bir anlamda başarılı olabilecek ortaklıklar için çoğu insanda güvensizlik yarattı.
***
Şimdi ERİAD, bir yatırım gerçekleştirmek için oluşturduğu benzeri bir ortaklıkla yola çıkıyor.
Umarız bu girişim bu kez başarıyla sonuçlanır.
Öncekiler gibi bu ortaklık da başarısızlıkla sonuçlanırsa, Eskişehir'de benzeri bir ortaklık girişimine en az 20-30 yıl boyunca hiç kimse cesaret bile edemez...