Zaferler haftası geride kaldı. Şimdi Cumhuriyet’e doğru yürüyoruz; 
-100. Yıla…
Zaferler haftası derken sadece 26 Ağustos’ta başlayıp 5 gün içinde sonuçlanan Dumlupınar Meydan Muharebesi’nden söz etmiyorum. “Zaferler Haftası” tam bir yıl öncesinden başlıyor aslında. Onun da adı;
-Sakarya Meydan Muhaberesi. 
Tam 22 gün, gece süren kanlı boğuşma. Zaferlerin başlangıcı, Cumhuriyet’e giden “ilk adım”  tam da burası aslında. O yolda ilerlenirken “Eskişehir nerede?” denilirse, iki sözcükle özetleyip devam edelim;
-Tam da göbeğinde…

Atatürk-5
İnönü’den Sakarya’nın doğusuna. 
Biliniyor, 1. Ve 2. İnönü Savaşları bu topraklarda yapıldı. Eskişehir’in hemen burnun dibinde, şimdi ilimizin bir ilçesi olan İnönü’de, 1921’de. Bu ayni zamanda Gazi Mustafa Kemal’in, muhaberelerin muzaffer komutanı İsmet Paşa’ya çektiği telgrafta ifadesini bulduğu gibi “milletin makus talihinin” yenildiği, ilerleyen Yunan işgal güçlerine karşı kazanılan ilk muhabere olacaktır. 
Bir süre sonra Gazi’nin defalarca gelip geçtiği Eskişehir’e, bu kez görev icabı İlk gelişi olacaktır. Karargahını Karacaşehir’de kuran İsmet Paşa ile burada uzun bir görüşme yapar Mustafa Kemal. Görüşme öncesinde de Kütahya istikametinde bulunan Yunan kuvvetlerinin oluşturduğu cepheye doğru da bir tetkik/inceleme gezisinde bulunacaktır. İsmet Paşa ile durum hakkında değerlendirmelerde bulunduktan sonra kararını verir;
-Eskişehir boşaltılıp, kuvvetlerimiz Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilecektir. 
Bu kritik kararın nedeni, Kütahya-Eskişehir muharebelerinin kaybedilmesi, düşmanı ikmal yollarından uzaklaştırmak, burada karşılayıp, kesin sonuçlu bir muhabere ile yenip, kafasındaki Büyük Savaş’a  hazırlanmaktır. 
Sakarya’dan Dumlupınar’a.
Eskişehir’in terk edilmesi, cephenin Ankara’nın 60 kilometre batısına kadar çekilmesi Büyük Millet Meclisi’nde hoş karşılanmaz. Üstelik Mustafa Kemal Meclisten “Başkomutanlık yetkisi” istemektedir. Gazi Meclis’in muhaliflerinin karşı çıkışı karşısında bir gizli oturumda durumu anlatıp, yetkiyi alır. Bundan sonrası;
-Uzun ince bir yoldur!..
Yolun üzerinde ikinci durak, bir ölüm/kalım savaşı olacak, Sakarya Meydan Muharebesidir ki, tarihe geceli gündüzlü 22 gün sürecek en uzun savaş olarak geçecektir. 
Tarihler öyle yazıyor zira… Sonrasında Meclis’ten “GAZİ” unvanı verilecektir kendisine.  Gazi Mustafa Kemal, savaşın ilk aşamasında bir ara, Meclis’in “Kayseri’ye taşınması” için hazırlık yapılması talimatını verse de, ilerleyen safhada bu emrini geri alacaktır. Bu kanlı boğuşmanın kazanılacağına inanmaktadır. Nitekim o inanç 22 günün sonunda gerçekleşecektir. 
Bu arada Savaşın sonlarına doğru bir istihbaratı değerlendiren bir Süvari Birliği, Hamidiye köyü yakınlarında bulunan Yunan karargahında bulunduğu öğrenilen Yunan ordusu başkomutanını esir almak üzere bir baskın düzenler. Ne ki az bir ara ile Başkomutan karargahı ile Eskişehir’e kaçmıştır!.. 
Bu arada Gazi Mustafa Kemal, muzaffer Orduyu toparlamak ve daha da güçlendirmek üzere harekete geçmiştir. Meclisten aldığı olağanüstü Başkomutanlık yetkileriyle, Ordunun yanı sıra milleti de mücadelenin içine katacak kararlar alacaktır. 
-Her haneden birer çift çorap, çarık sevkiyat için at ve araba, kılıç gibi yardımlar ve geri hizmette kullanılmak üzere insan gücü gibi…
Hedef Akdeniz, ileri! 
Bu hazırlıklar tam 1 yıl sürecektir. Ordu güçlendirilecek, düşmana  yapılacak taarruzun planları yapılmaya başlanacaktır. Plan, Mustafa Kemal Paşanın önerileri ve talimatlarıyla  Batı Cephesi kurmayları tarafından yapılmaktadır. 26 Ağustos’a yaklaşıldığı günlerde plan İsmet Paşa tarafından ordu komutanlarına anlatılır. Cumhuriyet Gazetesi’nde Alev Çoşkun’un anlatımıyla özetle plan şudur;
“Batı Cephesi tarafından hazırlanıp, Genel Kurmay Başkanlığı ve Başkomutanlığa sunulan plan stratejisine göre Türk Birlikleri güneyden kuzeye doğru taarruz ederek  düşmanın çekilme yönünü kesecek, bir meydan savaşı ile düşman yok edilecekti.  Ancak bu stratejinin uygulanması için Afyon bölgesine kuvvet toplanması gerekiyordu. Bu kuvvetler de kuzeydeki Eskişehir bölgesinden getirilecekti. Önemli olan nokta da bu kaydırmanın Yunan işgay güçlerinden gizlenerek yapılabilmesiydi. 2. Ordu komutanı Yakup Şevki Paşa bu plana itiraz ediyordu, bu kaydırma hareketinin çok güç olduğunu belirtiyordu”
*** 

büyük taaruz
Gazi’ye göre kolay harekat yoktu, olabileceğine inanmak vardı, Öyle de oldu. Birliklerimiz zorlu güce yürüyüşleriyle 10 gün içinde Afyon’un çevresinde Kocatepe sırtlarına ulaşacaktır.
-Artık düşman hatlarını yarma zamanıdır ve bu hedef  5 gün içinde gerçekleşecektir.
***  
Büyük Zafer aynı zamanda “Cumhuriyete giden yol” olacaktır. Tüm milletimize Kutlu olsun. Bu yolda önemli rol oynayan Eskişehir’iminiz de işgalden kurtuluşunun 101 yıldönümüdür. 
-Kutlu olsun…