Erdoğan 2011 Mayıs ayında Eskişehir'e geliyor ve “Eskişehir'i 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak ilan ediyoruz” duyurusunu yapıyor.
***
Böylece Eskişehir 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan ediliyor.
Bir ajans kuruluyor ve 2013 yılı boyunca Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi kapsamında etkinlikler ve kalıcı eserler gerçekleştiriliyor.
***
Yasa gereği 2013 yılı sona erdiğinde ajansın görevi de Eskişehir'in Türk Dünyası Başkentliliği de sona eriyor.
Ancak.
2016 yılında Türk Dünyası Vakfı kuruluyor.
Proje kapsamında görevi sona eren ajansa aktarılan paraların kalan kısmı ile Miniatürk ve Dede Korkut parkı gibi yerler, kamu yararına çalışan statüsüne alınan ve vergiden muaf olan vakfa aktarılıyor.
***
2016 yılından bu yana vakfın Eskişehir yararına ne gibi çalışmalar yaptığı bilinmiyor.
Yönetiminin nasıl şekillendiği, babadan oğula geçen bir yönetim anlayışının olup olmadığı bilinmiyor.
İdarecilerin ne kadar ücret aldığı bilinmiyor.
Sayıştay raporuna girmesine rağmen neden hala bir üniversite tarafından finanse edildiği bilinmiyor.
***
Çünkü...
İnternet sitesine girdiğinizde yıllardır “Yenileniyoruz” ibaresi çıkıyor.
Sitede kitap satış bölümünden başka bir şey yok.
Odunpazarı bölgesinde bulunan binası kapalı duruyor.
Hal böyle olunca merak edenler haklı olarak “Vakıf 2016 yılından bu yana ne yapıyor?” diye soruyor.
Bir cevap gelir mi bilemiyoruz ama en azından bir bilgilendirme yapılsa hiç fena olmayacak.
Zira...
Cevap gelmediği müddetçe sorular daha da artıyor, bizden söylemesi...

YAPAY ZEKA YAKALAR!

Akademisyenlerin bilimsel yayınları önemli.
Üniversitelerin başarı sıralamasında bile en önemli kriterlerin başında geliyor.
***
Bilimsel yayınların nitelikli olması, sayısının fazlalığı ve çok atıf alması, akademisyenlerin profilini de daha değerli hale getiriyor.
***
Ülkede, bilimsel yayın gerçekleştirmek için gerçekten uğraşan, araştıran ve  bir sonuca varmak suretiyle bilime katkı sağlayan son derece nitelikli çok sayıda öğretim üyeleri var.
***
Ancak...
Araştırma ile uğraşmak yerine, işin kolayına ve sahtekarlığına kaçarak,  başka birinin yapmış olduğu araştırmayı intihal edip, kendi araştırmasıymış gibi sunan ve bunun yayınını yapan sözde  öğretim üyeleri de yok değil.
***
Yapay zeka uygulamalarının devreye girmesiyle birlikte, başkalarına ait araştırmaları kendi araştırmaları gibi sunarak, yayınlayan fırsatçı öğretim üyelerinin işleri fena halde bozulmuş.
Zira...
Yapay zeka uygulamaları, bilimsel yayınların intihal olup olmadığını ortaya çıkartmaya başlamış.
İşte bu yüzden, bundan böyle akademisyenler kolay kolay intihal yapamayacak, yapmaya kalkanlar daha yapay zekaya yakalanacakmış.
***
Şimdi yazıyı buraya kadar okuyunca haklı olarak “Ne olmuş yani... Öğretim üyeleri akademik yayın yapmaz olur biter! Baksanıza ülkede en son 68 Rektörün akademik yayını yoktu, buna rağmen üniversite yönetiyorlar” diyeceksiniz...
Valla haklısınız... Böyle de bir durum var değil mi?

Yapay Zeka-5

DİKİZ AYNASINA BAKMAYACAĞIZ...

Gürhan Albayrak AK Partinin atama ile göreve gelen il başkanıydı.
Geçtiğimiz hafta sonu yapılan il kongresinde bu defa seçilerek il başkanlığına oturdu.
***
Kongrede yaptığı bir konuşma vardı Gürhan Albayrak'ın.
Konuşmasının sonunda da şöyle bir cümle kurmuştu:
“Eskişehir için yeni bir dönem başlıyor. Bugünden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”
***
İşte bu sarf ettiği cümle ile neyi anlatmak istediğini sorduk Gürhan Albayrak'a...
“Eskisi gibi olmayacak olan nedir?  Bugüne kadar yapılıp da bundan sonra yapılmayacak olan nedir?” diye sorduk...
***
“Örneğin dikiz aynasından bakmayacağız”diye başladı konuşmaya.
Ardından...
Kibir,ego,siyaset düşünmeden, Eskişehir ile ilgili meselelerde her türlü katkıyı vereceğini söyleyerek “Yeter ki talep gelsin. Herkesin işi için koşturup,herkesle görüşeceğim. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt dahil” cevabını verdi...