Siz okudunuz mu? Çünkü kimse merak edip de okumuyor. Oysa Türkçe açıklamalı
Kuran var. Ama herkes gibi sizler de kulaktan dolma bilgilerle idare edenlerden
misiniz? Lütfen yapmayın artık: Bilmediğini bilmeyen bu insanlarla yaşıyorsak
kabahat gene bizde! Arap milletinin törelerini din olarak kabul ettirdiler bize. Böyle
olunca da törelerinde olan tüm olumsuzlukları kabullenmiş olduk.
Ne kadar olumsuz şey varsa din adı altında insanlara okutuluyor. Her kesim dinimizi
siyasete ve ticarete alet ediyor, bizlerde sesimizi çıkarmıyoruz. “Sen ne diyorsun?
Dinimizde olmayan şeyleri varmış gibi nasıl söylersin” diyemedik. Camilere siyaset
soktular sesimizi çıkaramadık. İnsanlarımıza bu yalan ve yanlış hurafelere inanmayın
diyemedik. Yıllarca Cuma namazından sonra cami kapılarında kuran kursları için
para topladılar, toplanan paraların akıbetini öğrenemedik. Bir kez bile mahallemizde,
devlet okullarının eğitim ihtiyacı için para toplandığını ben duymadım. Siz duydunuz
mu?
Din öğretisindeki temel kuralların başında “dürüstlük” gelir. Dürüst olmayanın dini
olur mu? Olmaz kardeşim. İyi de doğru konuşan insanın dürüstlüğünü nasıl
anlayacağız diye sorarsan: Birincisi, dürüst insan konuşurken, açık, samimi ve
doğruları konuşur. Sözlerini eğip bükmemesinden onun dürüst olduğunu anlarsın.
Doğru konuşan bir insan bizim aleyhimize de olsa doğruları konuşur. Kısaca dürüst
insan kimseyi kandırmaya çalışmaz.
Bu yazdıklarım bizler için geçerliyse bizleri yöneten siyasetçilerde de geçerlidir değil
mi? Değil! Hoppala. Hoppalası yok kardeş, çünkü işin içine siyaset girdi mi, tartı da,
ölçü de şaşıyor? Doğruluk da dürüstlük de lidere bağlılıkla ölçülüyor. Liderin
söyledikleri yanlış da olsa doğru kabul ediliyor. Siyasi davranışlar da dürüstlüğü ise
parti programları belirliyor. Yeter artık demenin zamanı gelmedi mi? Geldi de
geçiyor: İslamiyette olmayan hurafelerle, elde tespih başta takkeyle, bi tarikata
girmekle din de olmaz, inanç da olmaz!