Bilgi çağında bilgisizliği seçtik! Okunması ve öğüt alınması gereken kitabımızı okumadan yorumladık! Oysa bütün dinler teklif eder. Hiç bir dinin teklifinde zorlama yoktur. "Ey Muhammed! Sen sadece bir elçisin. Sana indirilenin bir kısmı inkârcıların hoşuna gitmeyebilir. Ancak sen, içinde bulunduğun şartlara aldırmaksızın devam et." Allah bu kuran ayetinde: Sen elçim olarak bildir. Onların inanıp inanmamaları benim elimdedir demek istiyor. Allah seçme ve uygulama hakkını biz insanoğluna bırakıyor. Teklifi ister kabul eder istersen etmezsin. Seçim hakkını senin özgür iradene bırakıyor. Bütün din öğretileri yalın ve anlaşılırdır. Dini anlaşılmaz hale sokanlar ondan çıkar sağlayan kişilerdir. Dinde yoruma açık olan ayetler toplumsal konulardır. Her din evrenseldir ve birbirini tamamlar. Her inanç inanan için kutsaldır. İnsanları inançları doğrultusunda test etme hakkı kimseye verilmemiştir. İnananlara gösterdiğiniz saygıyı inanmayanlarda göstermek zorundasınız. İnanan birinin inancını yitirmesi, inanmayan birinin inanç sahibi olması yaratanın elindedir. Onun için kimseyi hangi konu olursa olsun yargılamayın!

Bu dünyaya geliş şeklimiz hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Anne-Babamızı seçme özgürlüğüne de sahip olmadığımıza göre onların inançları, Irkı, dili, ten rengi, yaşam felsefeleri hakkında ben onları siz de beni yargılayamazsınız. Bilimsel düşünecek olursak onların bir çok özellikleri de yaratan tarafından (genetik olarak) bana kotlanmıştır. Benim yapmam gerekende, onlardan bana geçen toplumun yanlış kabul ettiği davranışları düzeltmektir. Liyakatlı insanlar yetiştirecek ve onları seçip başa getirecek olanda bizleriz. Peygamberimizin şu sözüne kulak kesilelim. "Nasıl olursanız öyle yönetilirsiniz. Amelleriniz yöneticilerinizdir." Önce kendimizi yargılayalım be cancağızlarım. Toplumların sıkıntılı ve bunalımlı dönemlerinde samimi müminlerin ve dindar insanların yapacakları çok şey vardır. Toplumu teskin etmeleri gerekir. İnsanların birbirlerini kanıtsız suçlamalarının önünü kesmeleri gerekir. Kimseyi yargının önüne çıkmadan yargılamamaları gerektiğini topluma anlatmaları gerekir. Kısaca fitne ateşini söndürmeleri en başta gelen görevleri olmalıdır.

Yüce Allah: Bir kavim kendini bozmadıkça Allah onları bozmaz. (Rad, 13/11) diyor. Eğer bir toplum sahip olduğu yüksek manevi değerleri korursa Allah Teâlâ onları çöküşten korur. O halde yapılacak şey Müslüman toplumun kimliğini oluşturan manevi değerleri geliştirmek ve sağlamlaştırmaktır. Acaba yöneticiler iyi ve dürüst olunca mı toplum sağlıklı ve iyi olur, yoksa halk iyi ve dürüst olunca mı yöneticiler adil ve ehliyetli olur? Bu sorunun cevabı yönetici halka göre, halk da yöneticilerine göre olur. Her ikisi de birbirini olumlu ve olumsuz yönde etkileyebilir.

İnsanlar her zaman layık oldukları yönetim tarzıyla yönetilirler, kendileri iyi olurlarsa yöneticileri de iyi olur, kötü olurlarsa yöneticiler de kötü olur. Zira yöneticiler halkın içinden çıkarlar ve onların bir parçalarıdır be cancağızlarım.