Bir dostumuz göndermiş Özgür Kocaeli Gazetesi’nde meslektaşımız Cemalettin Öztürk’ün köşe yazısını…
“İzmit neden Eskişehir olamıyor?” başlığıyla yazdığı köşeyi bir çırpıda okuduk.
***
Dünyanın en güzel coğrafyasına sahip olan İzmit’in her yönden bir Eskişehir olamayışından yakınıyor.
“70 bin öğrenciye sahip bir şehiriz ama ‘Öğrenci kenti’ denildiğinde akla Eskişehir geliyor.” demiş yazısında.
“Körfezin kıyısında bir şehiriz ama vatandaşlar ve öğrenciler Eskişehir’in ortasından geçen Porsuk nehrinden yararlandıkları kadar yararlanamıyor” diye bir tespitte bulunmuş…
“Zenginliğimiz daha fazla ama Eskişehirliler kadar mutlu bir şehir değiliz.” Diyerek bitirmiş yazısını.
***
Çeşitli şehirlerde yaşayanlar zaman zaman şehirlerini Eskişehir ile kıyaslıyor.
Bu kıyas çoğunlukla da “Neden Eskişehir gibi olamıyoruz?” şeklinde oluyor.
Dışarıda yaşayanların gıpta ettiği, kendi şehirleriyle kıyasladığı, özendiği bir şehir olmak güzel ve gurur verici…
Güzel ve hoş olmayan ise bu şehirde yaşayanların her fırsatta şehirlerini sosyal ve kültürel yaşam başta olmak üzere bir sürü özellikten yoksun şehirlerle kıyaslaması!
Üstelik bunu ideolojik saplantısını her şeyin önüne geçirme pahasına yapması!

eskişehir-3
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

ORTAYA HİÇ HOŞ BİR MANZARA ÇIKMAYACAK GİBİ…

Sabahları uğrayıp simit-poğaça falan aldığım küçük bir işyeri var.
Sahibi haricinde dört kişi çalışıyor.
Geçenlerde uğradığımda yeni asgari ücreti nasıl bulduğunu sordum.
“Vallahi benim bu ücreti ödemem mümkün değil. Dört çalışanın sadece maaş ve vergisi neredeyse 50 bin liraya yaklaşıyor. Bunun karşılığında devletin destek olarak dört çalışan için vereceği para bin lira” dedi.
“Ne yapmayı düşünüyorsun?” diye sorduk…
Çok seçeneğinin olmadığını söyledi önce…
Ardından da:
“Ya çalışanlarımdan iki kişiyi tazminatlarını vermek suretiyle ayıracağım ya da dükkana kilit vuracağım.” Diyerek tamamladı sözlerini.
Anlaşılan o ki; yeni yılda uygulanacak olan yeni asgari ücretin beraberinde işten çıkartmaları da beraberinde getireceği gibi bir durum da söz konusu…
Ve bu durum da ortaya hiç hoş bir manzara çıkartmayacak sanki!

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

“HALA BU KADAR OYU NASIL ALABİLİYOR?” DİYE ŞAŞIRIYORUZ YA…

Milattan Önce Aristo’nun ortaya attığı bir sistem var…
İsmi: Ad Homınen…
Sistem, Tezin yerine kişinin eleştirilmesini öngörüyor.
***
Söz konusu sistemin 2 büyük etkisi var.
1-Kutuplaştırmayı arttırmak.
2-Ne söylendiğinden çok kimin söylediğine göre kanaat oluşturmak.
***
Söz konusu sistemi uyguladığınızda, Ad Homınen’e maruz kalan seçmen bir süre sonra duyarsızlaşıyor.
Bir müddet sonra da kendini diğer taraftan gelen iyi ya da kötü her türlü söyleme kapatıyor.
***
Böylece…
Sözünü ettiğimiz seçmen adeta ulaşılmaz, erişilmez oluyor.
Sonuç olarak…
Erişilemeyen seçmen aynı zamanda ikna edilemez seçmen oluyor…
***
Ülkede, şehirlerde, odalarda, derneklerde, kulüplerde, aklınıza gelen her yerde, tüm yönetimsel olumsuzluklara rağmen “Nasıl hala bu kadar oy alabiliyor?” diye hayrete düşüyor ve şaşırıyoruz ya…
Nedeni: işte bu sistemin yüzyıllar sonrasında bile sistematik bir biçimde uygulanmasından olsa gerek…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
 

“ZAMMIN YARATTIĞI SEVİÇ OLUR MU?”DEMEYİN. OLUYOR VALLA!

EPDK yılbaşından itibaren doğalgaz hizmet bedellerine yüzde 84 zam geleceğini açıkladı.
Zamlanacak olan hizmet bedelleri ibaresi, abonelik, sayaç bedelleri, iptal ettirme, taşıma gibi işlemleri kapsıyor…
Sosyal medyadaki özellikle iktidar destekçilerine ait paylaşımlara şöyle bir baktığımızda, zammın doğalgaz kullanımına değil de doğalgaz hizmet bedellerine geldiğini izah etmek için canhıraş uğraş veriyorlar.
Anlaşılan o ki sadece hizmet bedellerine zam gelmesi o cenahta büyük bir rahatlama ve sevinç yaratmış!
Sanki hizmet bedeli zammı zam değilmiş gibi bazılarının neredeyse çocuklar gibi “Doğalgaza gelmedi ki” demedikleri kalmış!