Birinci Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri, Osmanlı için 'boğazın ağır hasta adamı' diyordu.
O hasta adam kurtuluş savaşı sonrası cumhuriyetinin ilanı ile birlikte ayağa kalktı.
Herkesten saygı görmeye başladı.
Öncelikle kapitalizasyonlar ile birlikte yabancılara verilen ayrıcalıklar da kaldırıldı.
Yabancı değil, yerli sermaye el üstünde tutuldu.
Son yılların aksine; cumhuriyet döneminde yapılan yatırımlar için tek kuruş dış borç alınmadı, aksine Osmanlı'nın bıraktığı borçlar ödendi.
****
İç borçlanmalar ile demiryolu yolları güçlendirildi.
Yabancıların elindeki limanlar, tersaneler satın alındı, yetmedi yenileri yapıldı.
Yabancıların yönetimindeki demiryollarının tamamı satın alındı.
Endüstri devrimi ile Türkiye'ye can verecek fabrikalar kuruldu.
Ekonomimiz nefes almaya başladı.
****
Köylü yoksuldu. 
Savaş yorgunu köylüye 8 milyon lira kredi dağıtıldı.
Köylüyü ezen, Osmanlı Aşar Vergisi kaldırıldı.
Köylü yoksulluktan kurtarıldı.
Atatürk köylülere örnek olması için kendi parasıyla Atatürk Orman Çiftliğini yaptırdı.
****
Sanayileşen Türkiye için, toplu iğne bile yapamazlar dediler.
İlk yerli otomobil Devrim'i yaptık.
Uçak fabrikası, şeker fabrikaları, dokuma fabrikaları, Çimento fabrikaları açıldı.
Bunların hepsi yerli sermaye ile yapıldı.
Biz kendi kendimize fazlasıyla yeten bir ülkeydik.
Bugün dışa bağımlıyız ne yazık ki.

****

KRİZİ FIRSATA ÇEVİRMEK..
 

14 Temmuz 1974’te başlayan 'Kıbrıs Barış Harekatı' üzerine ABD Türkiye'ye silah ambargosu başlığı altında ekonomik ambargo uygulamaya başladı.
Kriz ortamında; akaryakıt, tüp, gaz, şeker, filtreli sigara, margarin alabilmek için uzun kuyruklar oluşturdu.
ABD ambargosu Türkiye'nin ABD üslere el koyması ile sona erdi.
Bugün durum çok farklı.
Ülkemize karşı uygulanan bir ambargo yok.
Galiba bugünkü kriz tamamen duygusal!..
****
İki-üç koli margarin gelirdi.
Ya da filtreli tekel ürünü.
Hatta; tüp gaz...
Mahalle bakkalı müşterilere dağıtımda adil davranır tek tek bölüştürürdü.
Kuyruk vardı ama; ne toptancı ne parakendeci fırsatçılık yapmaz, ürününün fiyatını yükseltmezdi.
Tüpçüye tüp kamyonu geldiğinde herkese haber verilir, insanlar boş tüpleri ile dükkan önünde sıraya girerdi.
Bugünden farklı olarak; kimse krizi, fırsata dönüştürmeyi düşünmedi.
Yokluktan nemalanmadı...