Bayram'ı Hisarönü Körfez'inde geçiriyoruz.
Yerel seçim sonuçlarının ortaya koyduğu bahar havası
ilk mola durağı Afyonkarahisar'da hissediliyor.
Alış veriş sırasında ne yaptı böyle Afyon ! diyerek takıldığımız kasiyer kız,
oldukça gururlu, gözlerinin içi gülerek tebessüm ediyor.
Denizli Muğla yolunda bizi bir sürpriz karşılıyor,
Honaz tünelinin yapılması harika !
Tünel ışıl ışıl karşılıyor sürücüleri.
Tıpkı Eylül'de Karadeniz turu sırasında geçtiğimiz Zigana tüneli gibi,
Zigana tüneli gerçekten çok güzel ışıl ışıl parlıyordu,
hem sevinmiş hem de biraz kıskanmıştık doğrusu.
1 Nisan sabahı Eskişehir'den Datça'ya doğru yola çıktığımızda
Kırka yolunu kullanamamıştık oysa,
uzun yol biraz daha uzamıştı.
Umarız bir an önce çözüme kavuşur Kırka yolu.
...
Marmaris'te kısa bir mola sonra doğru Datça'ya,
neredeyse 20 yıl sonra,
yol boyunca yer yer Datça'nın yaban eşeklerini görmek
bizim için bir başka sürprizi oluşturuyor.
Datça, yolunun yapılması ile birlikte oldukça hareketlenmiş,
bahar bütün güzellikleri ile yarımadada hissediliyor.
Karadan ilk kez ulaştığımız Orhaniye Kız Kumu,
eski görselliğinden biraz uzak olsa da bir doğa harikası,
Selimiye ve Bozburun'u oldukça gelişmiş bulduk ama safari grubları dışında
yabancı turistler yoğun olarak Marmaris'te görülüyor.
...
Datça'nın hikayesini paylaşarak tamamlayalım bayram yazımızı sizlerle.
Türkiye'de Datça deyince Can Yücel,
Can Yücel deyince Datça akla gelir ifadesi biliniyor.
Şairin portresi şiirleri ve yazıları için bir köşe hazırlanmış Datça'da.
Afrodit heykeli ve tapınağı ile ünlü Knidos'un halkı tarafından sevilen iyi bir kralı,
biri kız biri oğlan ikizleri varmış.
Kızının adı Bedya oğlunun ise Dadya imiş,
aradan yıllar geçmiş çocuklar büyümüş,
Dadya yakışıklı bir prens,
Bedya güzeller güzeli bir prenses olmuş.
Kral iyice yaşlanıp yorgun düştüğünde
bu küçük ülkeyi ikiye ayırıp çocuklarına vermeye karar vermiş.
Yarımadanın batı kısmını akşamları temsil eden Bedya'ya,
doğu kısmını ise şafakları temsil eden Dadya'ya vermiş.
Oğlu ve kızı ülkelerini kavgasız savaşsız yönetmişler,
ölümlerinden sonra ülkeleri kendi adları ile anılmış;
batıya Bedya, doğuya Dadya denmiş.
Bugün bu şehirlerden Dadya topraklarına Eski Knidos,
Bedya topraklarına Knidos deniyor.
Binlerce yıldır sabah güneşinin ışıkları ile yıkanan Dadya,"Datça";
akşamları batmakta olan güneşin pırıltılı ışıkları ile aydınlanan Bedya "Betçe" olmuş.
...
Knidos'a yol izin verirse karadan ulaşmayı düşünüyoruz.
Efsanede olduğu gibi kim bilir belkide kralın silüeti bize bir sürpriz yapabilir.
İyi bayramlar Sakarya Gazetesi'nin sevgili okurları,
saygılarımla.