“Sevgi tutan eller mis kokar, pislik taşıyanlar ise ömür boyu o pisliğin kokusunda yaşar.”
     Ne derler, “ çamur at izi kalsın”. Çok yaşanıyor son dönemlerde böyle olaylar, şimdilerde buna algı oluşturmak diyenler de var.
     İftira atmak, hele de bunu ağzı var dili yok masum canlara yapmak, gerçekten de benim gözümde günahların en büyüğü. 
     İstanbul’da, ünlenmiş, artık dünyaya mal olmuş Boji isimli bir köpeğimiz var, bu güzel can toplu taşımalara, tramvaylara, vapurlara binip semtler arasında seyahat etmekte. Bu gezintilerindeki fotoları sıklıkla medyada hatta dünya basınında yer almakta. Boji’yi bilmeyen kalmadı gibi. Akıllı, zeki, sevecen ve masum. 
     Bu canla ilgili, geçtiğimiz günlerde akıl almaz, vicdanlara sığmaz bir olay gerçekleşti. Önce, “toplu taşımalarda hayvan istemiyoruz” şeklinde sosyal medya üzerinden bazı kaynaklarca kampanya başlatıldı ve son olarak ta bu kampanyaya Boji için, “İBB'nin kadrolu köpeği BOJİ tramvaya pisledi” iftirası eklendi.
     Ama işte, bu çirkin iftiranın ömrü pek kısa oldu. İBB Sözcüsü Murat Ongun, sosyal medya hesabından yayınladığı video ile, tramvaya kaka koyan vatandaşın görüntülerini paylaştı.
     Evet, evet şaşırmayın! Boji’ye bu çirkin iftirayı atan kişinin, cebinden çıkarttığı pisliği tramvay koltuğuna bıraktığı, kamera kayıtlarında açıkça tespit edildi.
     Söyleyecek söz bazen biter ya, işte bu görüntü sonrasında bende edecek tek kelam kalmadı açıkçası.
     Bu yapılan ne vicdana, ne ahlaka ne de insanlığa sığmaz. Yaradana inanan, inanmayan hiçbir insan böyle bir merhametsizliğe kalkışmaz.
     Bekliyor ve umut ediyoruz ki, kamera kayıtlarındaki, o insan diyemeyeceğim varlık tespit edilir, kamuoyu önüne çıkartılıp afişe edilir, ardından da yasalar önünde gereken cezayı alır.
     Hayvanlar bizlerle birlikte, barış içinde, düzen içinde yaşamayı gayet güzel öğrenmişken, insan cinsi neden sürekli, sadece kendine ait olmayan bu dünyayı onlardan arındırmaya çabalar ki?
     Kediler, köpekler, kuşlar şehirlerimizin güzelliği, süsüdür. Onlarsız her şey çok kuru, basit, zevksiz ve renksiz olacaktır. Neden bunu anlamaz ki çokları!
     Bu bağlamda ne yazık ki caydırıcı niteliği olan yasalarımız halen mevcut değil, olanlar gerçek anlamda uygulanmamakta. Lafın özü, bizler, bizlere emanet masum canları gerçek anlamda koruyamamaktayız.