1945 sonrası doğanlar yani bizler 1960 yıllarında bütün gazetelerde “Amerika Ay’a astronot gönderiyor” sözleriyle neredeyse ikiye ayrılmıştı. Halkın bir kısmı kabulleniyor bir kısmıda bunlar ancak rüyalarında giderler diyordu.. Yani uykumuzda gidermişiz. 1960 yılında tüm insanlığın uykuda olduğunu bilen bir ulusun evlatları olarak ne kadar övünsek azdır.
Gazeteler: “Astronotlar Ay da araştırma yapacak” diye yazdığında bizim sokaktaki camiinin hocası Cuma hutbesinde “Ay bir Nur’dur, sen Nur’a nasıl ayak basabilirsin be imansız!” Diyerek bütün cemaatin övgüsünü kazanmıştı. Biz o zaman çocuk olduğumuz için bizler de aramızda tartışmaya başladık! Bir kısmımız Nur’a nasıl ayak basılır diyor ve ekliyorduk. Nur bi ışık olduğuna göre o ışığın üstünde nasıl durulur diyorduk. O zamanlar camii hocasına hak vermiştik. Çünkü uyuyorduk!
Bizler dini konularda ailemizin ve çevremizin bizlere sunduğu dini bilgiler ışığı altında büyütüldük. Gece tırnak kesmenin günah olduğunu biliyorduk. Çamaşır yıkanmış leğeni sokağa tozları bastırsın diye dökenlere annelerimiz çok kızar, o suyun üstünden geçmeyin diye tenbihledi. Geçeceksen de destur de öyle geç yoksa çarpılır ağzın yüzün kayar derdi anacığım. Desturun ne olduğunu da bilmezdi. Komşuların içinde en okumuşu anacığımdı. İlk okul diploması vardı.