Eskişehir denince akla ne gelir?
Şöyle bir sıralayalım. 
Eskişehirspor
-Porsuk Çayı
-Çibörek
-Yılmaz Büyükerşen
-Lületaşı..
Örnekleri çoğaltmak elbette mümkün..
İlk aklımıza gelenleri sıraladık. 
Peki biz Eskişehirliler olarak, kentimizin değerlerine yeterince sahip çıkıyor muyuz?
***
Mesela; 
Eskişehirspor’a!
Eskişehir’in markası olan, Anadolu’da tribün kültürünü başlatan Eskişehirspor’un hali ortada. 
Önceki gün 57’nci yaşını kutladık. 
Taraftarın coşkusu görülmeye değerdi. 
Taraftar takıma sahip çıktığını gösterdi. 
Peki bu şehrin seçilmişleri, atanmışları, iş insanları!
Onlar Eskişehirspor’a yeterince sahip çıktı mı?
Cevabı;  
Kocaman bir hayır!
Sahip çıksalardı takım bu halde olur muydu?
***
Spordan başka bir kulvara geçelim. 
 ‘Beyaz Altın’ olarak bilinen Lületaşı Eskişehirimize özgü bir değer. 
Peki biz bu değere yeterince sahip çıkıyor muyuz?
***
Bunun cevabını biz değil, 
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt vermiş, 
Lületaşı Festivali’nde şunları söylemiş, 
“Lületaşı, Eskişehir Valisini, Sanayi ve Ticaret İl Müdürünü, Ticaret Odasını, Sanayi Odasını, Esnaf Odasını, şehrimizde bulunan üç üniversiteyi hiç ilgilendirmiyor mu? Sormak isterim. Lületaşı bu saydıklarımı biraz ilgilendirse çok farklı bir noktaya gelebiliriz”
Yani bir değerimize daha yeterince sahip çıkmadığımızı ortaya koymuş. 
***
Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. 
Ama enseyi de karartmamak lazım. 
Eskişehir ne olursa olsun, bulunduğu coğrafyada ışık gibi parlayan bir kent. 
Biz bu eleştirileri daha fazla parlaması için yapıyoruz. 
Eskişehir’in değerlerine sahip çıkılsın istiyoruz…