Dün, her yıl, olduğu gibi Yaz tatilinde idi sevgili İsmail Arca. Telefonla aradım. Kendisine de söylediğim gibi “Süreyya Abi” için bir yazı yazacağımı, “bir ayrıntı” için kendisini aradığımı söyledim. Evet, gerçekten küçük bir ayrıntı için;
“-Süreyya Abi’nin sol bileği neden her sargılı idi?
Arca, “1962 yılında bir kaza geçirmiş, yanlış tedavi sonucu bileğinde küçük bir arıza kaldığını söylemişti bana” diye anlattı ayrıntıyı!.. Bense tam da o yıllarda Beşiktaş’ta oynayan Süreyya’nın sezon arasında, geldiği memleketi Eskişehir’de, eski takım arkadaşlarıyla (Işıkspor) “top tepiştirirken” olmuştu o kaza!..
Neyse, 86 yıllık ömrünün bu küçük ayrıntı hiç rahatsız etmemişti kendisini. Beşiktaş, Eskişehirspor ve Milli Takım taraftarları, “sargılı bileği” ili sevmişlerdi O’nu ve beğenerek izlemişlerdi futbolunu.

Eskişehir Demirspor olmadı…

“Anılar, isimler, resimler; ESKİŞEHİR” kitabımın 7-8 sayfasında Süreyya Abi’nin anıları ve resimleri vardır. O nedenle aklımda kalanlardan ziyade o kitaptaki söyleşiye başvuruyorum. Söyleşinin özetini şöyle çıkarmışım spotta:
“-İki sezoeğer zamanının ünlüleri olmasa (Esk. Demirspor’da), Onların yüzünden ‘ben bu takımda oynayamam’ deyip Işıkspor’a gitmese, belki de şanlı Demirspor’un ünlü futbolcuları arasında anılacaktı. Bu kararı kendisini Beşiktaş’a ve Milli Takım’a taşıyacaktır.”
Oysa kendisi, yaşıtı pek çok çocuk gibi Demiryolları fabrikasının ünlü “Çırak Okulu’nun öğrencisi ve bir süre emekçisidir. Zira kendi ifadesiyle “Gönülsüz tamamlamıştır okulu!.. Zira aklında hep futbolcu olmak, hem de ta başından beri “Santrhaf” mevkiinde oynamak idealidir;
-Işıkspor’dan başlayarak milli takıma kadar o mevkide oynayacaktır!..
İki sezon amatör futbolculuğu dikkat çekicidir. Sonunda Genç Milli Takımın futbolcusu. Orada dikkat çeker ve ilk profesyonel imza Ankara Demirspor iledir. Kendisi bu kader çizgisini şöyle ifade edecektir;
“-İlk idealim Eskişehir Demirspor’du. O olmadı, bir başka Demirspor oldu!.
O yıllarda “Milli Lig” olarak anılan futbol organizasyonunun içinde olan takımlarından biridir Demirspor ve Süreyya Özkefe’de parlayan yıldızlarından…

45 Bin’e Beşiktaş’ta!..

O başarı, “Futbolun dükalığı” denilen İstanbul’un 3 büyüklerinin de dikkatini çekecektir. Fener, Galatasaray derken Beşiktaş kapacaktır! Sürayya Abi’nin ağzından o hikaye:
“Bir gün antreman sonrası malzemeci arkadaş ‘Birer çay içelim’ davetiyle beni bir odaya kapattı. Kapıyı üzerimden kilitleyip giderken ‘Bir iki saate kadar iki kişi gelecek seninle konuşmaya’ deyip gitti. Beşiktaş idarecileriymiş. Beni İstanbul’a götüreceklerini söylediler.
Yıl s1961. Tren yolculuğundan sonra sabah kendimi Beşiktaş’ın sembol isimlerinden Baba Hakkı’nın karşısında buldum. Fazla uzatmadan ne kadar istediğimi sordu. Ben kafamdaki miktarı, 50 bini söyledim. O dönemin iyi parasıydı!. “
Miktar karşısında Baba Hakkı “Kükrer” gibi konuşur:
“sen ne biçim Beşiktaşlısın! 45 bin lira verin çocuğa, imzalatın sözleşmeyi!..”
Öyle de olur yarısını peşin sayarlar Süreyya’nın eline, kalanını da ayda biner liradan 22 ayda alır…

Gelme len Tatar, rezil olacağız!

Beşiktaş’ta geçen 10 yıl, Milli Takım dahil başarılırdır Süreyya abi. Bu arada küçük bir anekdot;
-Oynadığı zor mevkie karşın yüzlerce maçta tek kırmızı kartı yoktur!..
Geldik Beşiktaş’ta doğup yetiştiği şehrin takımına karşı oynadığı ilk maça. Unutulmaz Eskişehirspor-Beşiktaş Maçına. Unutulmaz çünkü Skor 0-6’dır.
“Hısım-akraba, futbolcu arkadaşlarım tribünde. Eskişehirspor’lu kardeşlerim o gün biraz havalı sanki. Kendine güvenleri tam. Biz de iyi başladık maça, !0. dakika falan olmalı. K. Ahmet’in ayağından golü bulduk. Baktım golden sonra bizim Fehmi bana doğru koşuyor. Bağırdım ‘Gelme len Tatar, ne koşuyorsun’ Biliyorsun Fehmi de Eskişehirli. Benden sonra katıldı takıma. Üstelik o da Tatar. ‘Gol attık ya’ diyor bir yandan da. Bir anda durakladı. Ben söyleniyordum:
-Biz Eskişehirli değil miyiz. Sevinirsek Memleketti gezdirmezler bizi!”
***
Baktım 12 yıl önceki söyleşiyi 1200 sözcükte tamamlamışım Süreyya abi. Burada yarım sayfaya bu kadarını sığdırabildim!..
-Güzel yerlerde dinlen oralarda. Rahmetin bol, mekanın cennet olsun…

Torunun yaşındaki Eskişehirsporlu kardeşlerinin omuzlarında olmak seni de mutlu etmiştir umarım. Eskişehir seni unutmayacak…