'Porsuk’u kurtaran bir belediye başkanı ve Türk aydını olarak entelektüel namusuma ve şehircilik anlayışıma sığdıramıyorum. Bu karar bu şehrin gelişmesini ipotek altına alacak bir ihanettir..."

..............

Yukarıdaki sözler Başkan Yılmaz Büyükerşen'e ait. Bursa yolu Satılmışoğlu mevkine yeni bir sanayi alanı kurulması kararlaştırıldı. İşte bu karar Yılmaz Hoca'yı fena kızdırdı. Kızmakta da haklı. Zira Yılmaz Hoca burada kurulacak sanayi alanından çıkan atıkların Sarısuya'ya oradan da Porsuk'a döküleceğini söylüyor...

..............

Yılmaz Büyükerşen yeni başkan olduğunda tramvay ve Porsuk'un temizlenmesi için Avrupa Bankası'ndan kredi almıştı. Tramvay para kazandırdığı için kredide sorun çıkmamıştı. Ancak Porsuk'un bir getirisi yoktu. Buna rağmen Avrupa Bankası doğa ve çevreye katkı sağlayacağı için krediyi vermişti...

.................

İşte bu sanayi alanı kurulduğunda Porsuk yine kirlenecek, eski günlerine dönecek. Harcanan paralar, verilen emekler boşa gidecek. Yılmaz Hoca bu nedenle kızıyor, ağır sözler söylüyor...

..........

Ağır konuşmasının bir başka nedeni ise bu talebin Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç tarafından yapılması. Yeni sanayi alanı kurulmasını Ataç istemiş. Başkan Büyükerşen bu nedenle sözünü 'İhanettir' diye bitirmiş...

........

Ataç'da buna kızmış 'Bu kelimeyi aynen kendisine iade ediyorum' demiş... Bunun üzerine Yılmaz Hoca bu sözün Ataç ile ilgisi olmadığını söylemiş 'Ataç alınganlık yapmış' demiş... Aslında burada kimin haklı olduğundan daha çok karşılıklı söylenen sözler önemli. Ve bunlar Eskişehir'e yakışmıyor... ...............