AK parti il başkanı Zihni Çalışkan ve yönetimi Eskişehir Ticaret Odası seçimlerinde güven tazeleyen Metin Güler başkan ve yönetimine “Hayırlı Olsun” ziyaretinde bulunmuş.
Son derece şık ve ince bir hareket…
İşte bu ziyarette AK parti il başkanı Zihni Çalışkan ETO başkan ve yönetimine önce başarılar dilemiş.
Ardından da…
“Ortak akılla şekillenen ve Eskişehir’imizi ileriye taşıyacak projelerin her daim destekçisi olacağız.” Sözünü vermiş.
***
O bunu söyleyince bizim de aklımıza, Eskişehir’de ortak akılla şekillenen, şehri ileriye taşıyacak ama gel gelelim bir türlü başlanılmayan, başlanılsa da bir türlü bitirilmeyen projeler geldi!
Mesela bir türlü yapılmayan Güney Çevre yolu projesi geldi…
Mesela yine bir türlü yapılmayan demiryolu ile liman bağlantısı projesi de geldi.
Mesela bir türlü tamamlanmayan ilçe yollarının yapım projeleri geldi.
Mesela ortak akılla şekillenen Eskişehir’in Kargo Merkezi olması, Bahar ve yaz aylarında Ege ve Akdeniz sahillerine uçak seferleri konulması projeleri geldi.
Sonra bu projelerin tüm şehir halkı gibi ETO üyelerini de yakından ilgilendirdiği geldi aklımıza…
***
Velhasıl…
Hani Zihni Çalışkan o ziyarette “Ortak akılla şekillenen ve Eskişehir’imizi ileriye taşıyacak projelerin her daim destekçisi olacağız.” demiş ya…
“AK parti il başkanı madem projelerin destekçisi olacağını söylüyor, o halde şehrin yıllardır konuştuğu ama bir türlü başlanmayan ya da bir türlü bitirilmeyen şu hazırdaki projelerin destekçisi olsa ya!” diyesimiz geldi!

BİR CİHAZLA BİR DOLAP ALMAK BU KADAR MI ZOR?
Aynı gün iki tanıdıktan dinledik iki ayrı hikâyeyi…
Her ikisinin de hikayesi Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesiyle ilgili…
***
Biri, rahatsızlığı nedeniyle tomografi çektirmesi gerekmiş. Çekim için randevu almak istemiş. Kendisine Ocak ayının ilk haftasında gün verilmiş.
Diğeri ise, yine rahatsızlığı nedeniyle Fizik Tedavi almaya başlamış. Tedavinin uygulandığı bölümde soyunduğu elbiseleri koyacak bir dolabı bırakın, asacak bir askı dahi bulamamış.
Çaresiz herkes gibi çıkartıp elbiselerini yatakların üzerlerine bırakmış.
***
Her ikisi de dedi ki “Bu durum koskoca hastaneye hiç yakışmıyor!”
Her ikisi de dedi ki “Bu durum iddialı olduğunu söyleyen bir üniversiteye de yakışmıyor”
Yine her ikisi de dedi ki “Akademik yayın sayısı, koca koca binalar, Külliyede boy göstermeler falan iyi güzel de, bu işler ne olacak? Bir tomografi cihazı daha almak, bir elbise askısı ve dolabı koymak bu kadar mı imkansız? ”
Anlatılanlar böyle.
İlgililerin bilgisine sunulur!
HERKES ELEŞTİRDİĞİ KİŞİ KADAR DEFOLU ASLINDA!
Seçimler yaklaşıyor ya; şu sıralar siyasetçiler arasında karşılıklı atışmalar da başladı…
Herkes çeşitli konuları öne sürüp birbirini suçluyor.
Suçlamaların boyutu bazen ithamlara, iftiralara kadar varıyor.
İşin ilginç yanı, suçlanan kişilerin aynı konuyla ilgili suçlayan kişiler tarafından suçlanıyor olması!
Yani…
Ortada resmen “Sen beni bu konuda suçluyorsun ama asıl senin aynı konuda şu yaptıklarına ne demeli?” durumu yaşanıyor…
***
Birilerini “Hırsız!” diye suçlayan kişinin, geçmişte yaptığı hırsızlıklar getiriliyor önüne…
Birilerini “Arsız” diye suçlayanın, arsızlık yaptığı olaylar yerlere seriliyor.
Kim kimi hangi konu üzerinden eleştirip suçluyorsa, kendisinin de aynı konuda eleştirilip suçlandığı çıkartılıyor ortaya…
***
Aslına bakarsanız suçlayan da suçlanan da haklı sanki!
Çünkü…
Bu şehirde herkes eleştirdiği isim kadar defolu olmuş!
Hiç kimse kendi yaptığı yanlışı görmüyor.
Herkes başkasının yaptığı yanlışı takmış kafaya!
***
O yüzden;
Eskiler “İbadet sırasında en çok bağıran ebedi günahkârdır” diye boşuna söylememiş.
Eskişehir siyasetçileri arasında tam da yukarıdaki cümleyi doğrulayan bir durum yaşanıyor.
Korkarım ki; bu durum seçim tarihi yaklaştıkça daha da şiddetlenecek ve bizler bu gidişle siyasetçilerin karşılıklı “Seninki benden kara” hallerine bol bol şahit olacağız sanki!
ELİN İKİ TANE KAĞIT PARASI…
Paramız döviz karşısında adeta yerlerde sürünüyor.
Kuyumculuk yapan bir dostumuz anlattı.
Adam cebinden çıkarttığı 500’lük iki adet Euro’yu yani 1000 Euro’yu döviz bürosuna vermiş bozdurmak için.
1000 Euro’nun Türk parası karşılığı 18.000 lira.
Döviz bürosuna verdiği iki kağıt para karşılığında bizim en büyük paramız olan 200 liralık kağıt paralardan tam 90 adet almış.
Bir destede zaten 100 tane 200 liralık banknot var.
Elin 500’lük iki kağıt 500’lüğü bizim en büyük paramızın neredeyse bir destesine denk geliyor.
Paramızın döviz karşısında nasıl yerlerde süründüğünü biliyorduk elbette.
Verdiği örneği gözümüzde canlandırınca resmen içimiz bir daha ürperdi!