İnsan beyni küçülüyor mu? Beyin hacminin doğrudan zeka ile ilgisi olmadığı bilinse de evrimsel gelişimimize 450 cc ile başladığımız unutulmamalı. Bundan 25-30 bin yıl önce 1500 cc hacmi aşmış olan beynimiz günümüzde 1350 cc boyutlarında. Bu küçülmenin tarım devriminin yaratılıp, yerleşik düzene geçilmesiyle ilişkisi olsa gerek. Şu anda evcil hayvan olarak beslediğimiz canlıların atalarında da beyin hacminin daha büyük olduğu biliniyor. Yani onlarda da evcilleştikçe daha büyük beyne olan gereksinim ortadan kalkıyor demek ki. Anlaşılan evrim süresince insan beyninin giderek büyüyerek akıl ve bilinç kazanması gerçeğine ters bir durumla karşı karşıyayız. Yapılan çalışmalar bu küçülmeden hayatta kalma merkezi olarak da bilinen memeli beyni dediğimiz duygularımızdan sorumlu Limbik Sistemin korku, kaçma ya da saldırma gibi eylemlerinin merkezi Amigdala’ya geçmişe göre görece daha az iş düştüğünden, sadece bu bölgenin küçülmesi olarak ele alanlar çoğunlukta. Bu gibi eski merkezlerin artık fazlaca kullanılmaması kısmen küçülmelerine ve ilgili genlerin gelecek kuşaklara böylece aktarılmasına yol açıyor deniyor. Ancak kullanılmayan beynin küçüldüğü gerçeğinden hareketle, günümüz teknolojisi yaşamın her alanında beynimizin görevini üstlendiğinden beynimize genel olarak fazla iş düşmemekte. Bu durumun teknolojik gelişime bağlı olarak gittikçe derinleşerek insanlığı tehdit ettiği de ayrı bir gerçek. Kutup yıldızına bakarak yön bulmaya çalışan insandan, telefonundaki navigasyona bakarak aradığı adrese teslim olan insana evrildik. Artık herhangi bir başarıya ulaşmada beynimizin zerre katkısı yok…
2500 yıl önce yaşayan Antik Yunan filozofları ve çevrelerindeki insanların zekası ile günümüz vasat insanlarının zekası arasında nasıl bir fark vardır acaba? Yaşam üzerine düşünme, dünyayı algılama ve yorumlama çabası hangisinde daha yoğundu dersiniz? Düşünmek başlı başına bir insan uğraşı, ancak düşünmeyi öğrenenler insan olabiliyor. Öyle ya doğduğumuzda her ne kadar insan yavrusu olarak gözüksek de henüz insan sayılmayız. Zaman içinde kendini yontuyor, bin bir emekle seçimini yaptığımız insana dönüşüyoruz. Bu süre içinde araya birileri girip de “senin düşünmene, kendini oluşturmana gerek yok, rahat ol, biz senin yerine düşünür ve uygularız, sen yeter ki bize güven” derse, beynimizin küçülmesi kaçınılmaz oluyor. Yani sadece teknolojinin yükselmesi değil, biat kültürünün yaygınlaşması da beynin küçülmesine nedendir diye düşünüyor ve bu ülkenin en büyük sorununu oluşturduğunu söylüyorum. Öyle ya, bizim yerimize düşünen ve yapan birinin olması yaşamımızı kolaylaştıracağı var sayılır. Sürekli bizler için bir şeyler yapan lider arama alışkanlığımız da bu yüzden, oysaki durum tam tersi. Halkımız olup biteni anladığında ve farkındalık oluşturduğunda, beynimizin küçülmesine izin vermeyecek ve işte o zaman insanca yaşamaya başlayacağız. Şükrü Erbaş’ın son dizeleri sanki bugünlerimiz için yazılmış: “Bir çürümenin ortasında / Utancımıza tutunmuş / İyi şeyler düşünerek / Yaşamaya çalışıyoruz…”