Eskişehirspor son bir kaç kongrede olduğu gibi, bir kez daha uzatmalara kaldı.
Genel kurulda en etkili konuşmaya yapan ve bir kampanya başlatan isim Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt oldu.
Kazım Kurt, Eskişehirspor kongresine katılan tek belediye başkanı ve siyasetçiydi.
Kurt; kulüp yönetiminin elini rahatlatacak projeyi şu sözlerle açıkladı.
"500 bin lira verecek 100 tane adam bulmalıyız”
500 bin lira verecek, 100 adam yoktu belki ama; gönlü büyük 100 bin lira verecek pek çok isim vardı.
Bence; 100 bin lira verecek 500 adam daha da değerli.
****
Eski Başkanlardan Nebi Hatipoğlu ve eski yönetim kurulu üyelerinden Fatih Baturaygil ile iş insanları Taylan Şahin ve Mustafa Atılgan Kazım Kurt'un başlattığı projeye 100'er bin lira bağışta bulundular.
Mutlaka arkası gelecektir.
Seçime bir hafta var.
Bu talip olacak yönetimi yüreklendirecektir.
Sahipsiz olmadıklarını göreceklerdir...
****
Bu arada herşeyi iş insanlarından beklemeyelim.
Kentte bu kadar parayı sorun etmeyecek sivil toplum örgütleri ve odalar var.
Onların Eskişehir'in arması Eskişehirspor'a karşı sorumluluk hissetmeleri gerekir.
****
Eskişehirspor'dan yetişen ve şu anda büyük takımlarda büyük paralara oynayan futbolcularımız var.
Yıllar önce, Alper Potuk 100 bin lira bağış yapmıştı.
Dorukhan ve diğer isimlerden de böyle bir cömertlik beklemek hakkımız olsa gerek.
Çünkü; 'vefa' böyle bir şeydir...

****


KİMSE 'DUR' DEMEDİ... 
Dün LGS vardı.
Herkes sessizlik konusunda uyarıldı.
Özellikte şehir trafiğindekiler, korna çalmayacaktı.
Sessizlik güzeldi.
Öğrenciler eğitimde kaderlerini belirleyecek sınava girdiği saatlerde düğün konvoyları sahne aldı.
Duyarsızlık had safhadaydı...
****
Topluca korna çalarak ve ses sistemlerinden çalınan kulak tırmalayan müziklerle M.Kemal Atatürk Caddesi'nde boy gösterdiler.
Biri gitti, tam bitti derken ikinci konvoy geldi.
Aslında 128 okulda 10 bin 73 öğrencinın katıldığı sınavın güvenliği için 1214 emniyet ve jandarma görevlendirilmişti.
Anlaşılan sınav güvenliği derken, trafikte oluşabilecek ve sınav sırasında öğrencileri doğrudan etkileyecek gürültü kiriliği ile mücadele unutuldu.
Konvoylara kimse dur demedi...
ANEKDOT
TOPRAĞI EKMEK...
Yazarı bilinmeyen töre metinlerinden birine göre, her insan yaşamdaki iki yoldan birini seçebilir.
İnşa etmek ya da toprağı ekmek.
İnşa etmeyi seçenlerin işi yıllarca sürebilir ama günün birinde yaptıkları inşaat biter. O zaman kendilerini kendi ördükleri duvarların içinde hapsettiklerini görürler. İnşaat durunca yaşam anlamını yitirir.
Diğerleri ise toprağı ekerler. Fırtınalara, mevsimlerin getirdiği bütün koşullara göğüs gererler ve hemen hemen hiç dinlenmezler. Ama yapının tersine, bahçenin gelişip büyümesi hiç bitmez. Bahçe bahçıvanın sürekli ilgisini, dikkatini, bakımını gerektirirken bir yandan da yaşamını büyük bir serüvene dönüştürür. 
Bahçıvanlar her zaman birbirlerini tanırlar; çünkü her bitkinin tarihçesinde bütün Dünya´nın gelişiminin yattığını bilirler.