Mart’ın son günü yapılacak yerel seçimlere 30 güne yakın süre kala tüm Türkiye’de adaylar kıyasıya bir “kazanma” yarışına başlamış bulunuyor. Yarış giderek ivme kazanıyor giderek. 
Aslında biz yazar-çizer takımı,  Partiler ve onların adayları gibi daha aylar öncesinden başlamıştık seçim ortamını yansıtmaya.
-İllerde, ilçelerde partilerin adayları kimler olacak, Kimler aday yapılırsa şansları ne olur, hangi parti kiminle ittifak yapılırsa şansları artar ya da olumsuzluk yaratır?.. 
Değindiğim gibi aylardır bu konuları irdeleyip durmaktayız. Kuşkusuz bundan sonra da konularımız bu soruların yanıtlarını bulmaya yönelik olacak. Biz bugünkü köşemizi “siyaset dışına” taşımaya kararlıyız!. Nedeni de önceki gün izlediğimiz bir etkinlik;
-Doğum günü nedeniyle Hasan Ali Yücel… 
Bu isim, özellikle genç kuşaklara pek bir şey ifade etmeyecektir.  Nitekim Büyükşehir’in “Kırmızı salonunu” dolduran izleyicilerin çok büyük bölümü orta yaş ve daha ileri yaşta olanlardan oluşuyordu. 
Kimdir Hasan Ali Yücel?
Konun anlatıcıları; Köy Enstitülerinin ilk mezunlarından, enstitü çıkışlı fikir ve edebiyat adamlarından olup “İlk beşli” olarak tanımlananların arasındaki biri;
-Dursun Akçam’ın oğlu Dr. Alper Akçam… 
Diğeri ise Eskişehir’in bir önemli düşün adamı, Çifteler Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmen, araştırmacı-yazar
-İlyas Küçükcan hocamız!..

*** 
Kimdir Hasan Ali Yücel?
Kendisi, “eğitim devrimcisi” sayılabilecek nitelikleriyle 1940’lı yıllar  hükmetlerinin ünlü Milli Eğitim Bakanıdır. Aynı zamanda “Köy Enstitüleri” projesinin sahiplerinden biridir. Enstitülerin kuruluş kanunun çıktığı günlerin yıldönümünün yaklaştığı şu günlerde (17 Nisan) doğum yıldönümü nedeniyle anılması önemliydi. 
Anmayı gerçekleştiren “Yeni Nesil Köy Enstitüleri Derneği’nin Eskişehir Şubesi yönetimine bir kutlama ve teşekkür de benden olsun!.. 
Köy Enstitüsü denilince ilk akla gelen Eskişehir ve Çifteler Köy Enstitüsü gelir. Bu yönden daha bir önem kazanıyor Hasan Ali Yücel anması etkinliği. 
Neden Çifteler? 
Anmanın önemi bir yana konuşmacıların, özellikle Tıp doktoru Alper Akçam’ın doğal olarak Enstitülere ağırlık vermesi doğal ve kaçınılmazdı. Sayın Akçam, operatör doktor unvanını yanına bir de “Eğitimin Felsefesi” denilebilecek araştırmalarını anlatacaktı ayrıca. Bu konuda ilginç örnekler verirken bunları “Köy Enstitüleri Denemesi” ile bağlayan konuşması büyük ilgi ile izlendi. 
Umarım Yeni Nesil Köy Enstitüleri Eskişehir Şubesi yöneticileri o konuşmayı yazılı hale getirirler, menim gibi ilgilenenlere ulaştırmış olurlar o konuşmayı!... 
*** 
Sevgili İlyas Küçükcan’ın  aktardıklarını gelince…
Gelmeden önce kendisi hakkında birkaç satır karalamayım!..
Sevgili Hocamızı, Devrim Ortaokulu’ndaki öğretmenliği yöneticiliği nedeniyle her kuşaktan pek çok Eskişehirli olduğunu biliyorum. Ben esas itibariyle kendisini 1994 seçimlerinde CHP’den Odunpazarı Belediye Meclis üyeliğinde tanıdım. O dönemin ilk yıllarında Meclis’te yapılacak Komisyon seçimleri öncesinde yaptığı bir konuşmasını unutamam, unutamayız. Adeta;
-Demokrasinin Manifestosu gibiydi… 
Yine dönelim konuşmasına. O da kısa sunuşunda İsmail Hakkı Tonguç’a ağırlık vererek Bakan Hasan Ali Yücel-Tonguç İlişkisi üzerinde durdu. Zıt sayılabilecek kişilik yapılarına karşın. “Enstitü Projesi”ni başarıyla gerçekleştirdiklerini özlü cümlelerle anlattı 
-Elbet bu arada Çifteler Köy Enstitüsü’nün ilk müdürü Rauf İnan’ı da unutmadan…
İlerlemiş sayılabilecek yaşıyla “Olgunluğun son mertebesinde” olan İlyas Hocamıza bir soru yönelttim; 
-Neden ilk deneme Eskişehir’den, Hamidiye,den?
Bunun nedenini kitaplarından biliyordum ama, dinleyenler arasında bilmeyenlerin olacağını düşünerek sormuştum!..  Yanıtına diğer bazı nedenleri de ekleyerek kısaca özetledi;
-Eskişehir’in insan yapısı ve kalitesi!.. 
Hani, Eskişehirliler tarafından bugün dahi gurur kaynağı olan o yapı..
***
-Evet, bugünlerde de o kalitenin bir daha kendisini göstermesini diliyor ve bekliyoruz!