Yaşadığımız ekonomik krizlerin, artan belirsizliklerin, enflasyon belasının toplumun en ince kılcal damarlarına kadar etkilerinin arka planında her zaman üretim gücü vardır.
Yerel yönetim sorumluluğunu alarak hizmet yarışına katılmak isteyenlerin “projeleri” arasında “üretim odaklarıyla ilişkilerinin ne olacağı” oy verme tercihinin ne olduğunu sorgulamak temel görevlerden biridir.
Eskişehir’de yaşıyorsak, OSB’de yapılan yatırımların istihdama, döviz gelirine, savunma gücümüze ve geleceğimizi güven altına alma etkilerinin ne olduğunu derinliğine kavramamış bir yerel yönetim eksiklidir; görevini tam ve doğru yapma olasılığı düşüktür.
Toplumun “refahının çekirdeği olan üretim alanları ve tesisleriyle” ilgili bilgiye dayalı fikri olmayan bir yerel yöneticinin aşırı pragmatizmin ve popülizmin batağına sapma olasılığı bir hayli yüksektir.
“Cam ambalaj üssü”
Nasıl Bir EKONOMİ gazetesinde 26 Aralık 2013 günü Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kırman “ Türkiye’nin cam ambalaj talebine cevap verebilmek ve ihracat stratejimizi gerçekleştirmek için Eskişehir’de yeni bir fırın yatırımı kararı aldık; fırın 135 milyon Euro harcanarak tamamlanacak. Yeni fırın 165 bin ton kapasiteyle 2024’de ateşlenecek. Eskişehir Şişecam için “cam ambalaj üssü”ne dönüştü. Eskişehir fabrikamız, yeni yatırımın tek yerleşkede 5 fırın ve 24 hat ile dünyanın en büyük kapasiteli tesisleri arasında yer alacak” açıklamasını yaptı.
Şişecam’in yatırımı sadece bir örnek. Eskişehir OSB’de maddi ve kültürel zenginlik üreterek insan yaşamını kolaylaştırmaya katkı yapan onlarca yatırım var. Bir yerel yönetici bölgesinde yapılan yatırımların ne kadar olduğunu, ne kadar istihdam yarattığını, ihracat gelirlerini, kente doğrudan ve dolaylı katkılarını merak etmiyor; gelişmelerle sahada ilgilenmiyorsa, görüntüsü ve algısı ne olursa olsun zamanın objektifliği kendisini hak ettiği yere koyacaktır.
Eskişehir’in “cam ambalaj üretim üssü” olması, hammadde akışında hizmet üreten taşıyıcısına, bitmiş ürünlerin dağıtımını yapanlara, hammadde çıkaranlardan işleyenlere, dolum yapan tesislere, gıda güvenirliliğini artıran yaşam kalitesine uzanan aş ve iş katkısı yerel yönetimlerin birinci derecede ilgi alanları olmalıdır.
Yerel gazetelerdeki muhabir ve yazar arkadaşlarımız Eskişehir Taşıyıcılar Kooperatifi’nin eski ve yeni yöneticileriyle, ekonominin istikrar ve kriz dönemlerinde Şişecam ve diğer firmalarının tesislerinin yarattığı katkıyı sorgulayan haber analizler yaparsa, yerel yöneticilerin üretim odaklarıyla neden çok sıkı ilişkide olmasının gerektiğini belgelemiş olurlar. O zaman da üretimle yönetici arasındaki ilişkinin niteliği anlaşılır; oy tercihinin bilincini yükseltir.
Sorgulamalıyız
Yerel yönetime aday olanların üretimle ilgili bakış açılarını net olarak ortaya koymaları gerekir. Hemşehri olarak oy verecekler de sorumluluk taşır. O nedenle, önce kendimize ve sonra da kenti yönetmek isteyenlere solmalıyız:
1 Kentteki üretim tesisleri hakkında ne biliyorum? Tesislerin ürünlerini, kapasite ve teknik imkanlarını, yarattıkları istihdamı, ihracatlarını, yeni yatırım projeleri hakkında bir bilgin var mı?
2 Kentin üretim merkezlerinin sorunları nelerdir? Bu sorunların aşılmasında hangi öngörülere sahipsiniz?
3 Seçilirseniz üretim üslerinde sivil toplum örgütleri ve üreticiler ile nasıl bir iletişim ve etkileşim içinde olacaksınız?
4 Kentin bir yatırım cazibe merkezi olmasını sağlayacak neler yapmayı düşünüyorsunuz?
5 Üretkenlik ve verimlilik geliştirmeden ekonomide krizleri aşmanın mümkün olmadığını bilerek, bu konularda üretim yapanlara ne gibi kolaylaştırıcı hizmetler sunacaksınız?
“Oy hakkı ve oy verme sorumluluğu ciddi iştir” unutmamak gerekir. Oy verme ciddiyeti, önce kendimizi ikna etmek sonra da adayları sorgulamayı gerektirir. Sorumluluklarımızı yerine getiriyor muyuz?