Aslına bakacak olursanız: Yaşam kelimesi bir isimdir, fiil değildir. Doğumla ölüm
arasında yaşanan süre; ömür yada hayat olarak tanımlanır. Yaşam kelimesi türemiş bir
kelimedir. Yani, yapım eki alarak yeni bir anlam kazanmış kelimedir. Yaş + a — yani
Yaşa fiili oluşmuştur. Yaşa fiili de yeniden türetilerek, hayat anlamına gelen kelime
Yaşa + m olarak türetilmiştir. Yani, kök dediğimizin en küçük bölümü “yaş” kökü
olmuştur. Bu dünyadaki yaşamın; gözden dökülen yaş kadar kısa olduğunu anlayın.
Bu kısa olan yaşamda yaşamak bi sanattır. Bu sanatın öyle özel araç ve gereçleri de
yoktur. Tek aracı da gereci de sensin. Ya da şöyle de diyebiliriz; hasta kim? Sensin. O
hastayı iyileştirecek doktor kim? O’da sensin desem bu adam da kafayı yemiş
dersiniz. Dersiniz de çalışmayı unutmayın. Dersinizin bir tek hedefi var: İnsan
olabilmek. O zaman bu dünyada var olma sebebin, çalışman ve kendi potansiyel
güçlerini geliştirmek olmalıdır. Bu hedefe ulaşması için önce kendini bileceksin ve
kendin olacaksın! İşte o zaman çevresindeki varlıklara da faydan olur.
Her ne var ki alemde, örneği var Adem’de. Dünyada ne varsa, yaratıcı insanın
hakikatine onu öz olarak yerleştirmiştir. İnsan bu sözleri duyduktan sonra bu söz
üstünde düşünmeye başladığında, alemde ne varsa, insanda benzeri olduğunu yavaş
yavaş keşfetmiyor mu? Dünya küçültülse insan, insan büyültülse dünya olmuyor mu?
Olduğunu görün. Bu dünyaya tek başımıza geldik ve tek başımıza bu dünyayı terk
edeceğiz. Artık yapayalnız olduğumuzu kabullenelim. Biz yaşama nasıl bir anlam
verip bakıyorsak, O’da bize öyle gözükecektir.
.