Sıcaksular'ın belleğimizde yeri var.
Ayakkabı tamircileri çarşısı vardı.
Bir dar sokakta, onlarca tamirci.
O yıllarda ayakkabılar deri ve kösele.
Henüz fabrikasyon ayakkabılar yok!
Eğer ayaklarınız büyük ve taraklı ise; çare ayakkabı yapan ustalara gitmek.
Bizim ustamız, Sakarya Caddesi'nde Hakim ustaydı.
Bir kartonun üzerine ayağımız basar, Hakim usta ayağımızı kartona çizer, adeta ayağımızın kalıbını çıkarırdı.
Bayram öncesi, son provalar yapılır ve ayakkabılar bayrama yetiştirilirdi.
Ayakkabıları kösele tabanı eskiyince, yama ve pençe yapılırdı.
Hatta; çabuk aşınmasın diye; topuklarına ve burnuna demir nalçalar çaktırırdık.
Yürürken çıkardığı ses hoşumuza giderdi.
****
Sıcaksular'da eski kitapları kiralayan 'Al götür, oku getir...' diyen bir kitapçı vardı. Sevdiğimiz Tom Miks, Teksas gibi resimli romanlar vardı. Çoğunlukla eve götürmez, belli bir ücret karşılığında orada okurduk.
Kentin en büyük tuvaleti buradaydı.
Çok temiz olmasa da, sürekli sıcak su akardı.
Ayakkabı boyacıları, çakmak gazı ve çakmak tamircileri vardı.
Akar deresinin bir kolu buradan geçerdi.
Kısacası sıcak sular unutulmaz anılarla doluydu.