Gazeteci Rengin Arslan'ın BBC'de 8 yıl önceki bir röportajı.
Söyleşi yaptığı kişi, tribünden bir isim Eskişehirspor'un efsanesi Orhan Erpek, bilinen adı ile Amigo Orhan.
Amigo Orhan 2013'de "Büyük sermayenin gelişiyle fanatizm körüklendi. Çünkü işin içine ekonomi girdi, pazarlama girdi." sözleri ile Türk futbolunun değerlerinden uzaklaşmasına dikkat çekmişti.
****
Amigo Orhan, Türk futbolunun yarım asırlık geçmişini anlatıyor.
"Tribünde tek sestik. Tek vücut olmamız gerektiğini herkese tek tek konuşarak anlattık. O tezahüratlar öyle yapıldı. Ruh bütün şehre yayılmıştı üstelik. İhtiyarlar stada gelmiyordu ama dua ediyordu. Koskoca bir Eskişehir halkı vardı arkamızda. Köyleriyle, mahalleleriyle... Bütün şehir mücadele ettik."
****
"O yıllarda tribün kültürü yoktu. Onların tek ortak noktası gol diye bağırmaktı.
İstanbul'a bir futbol seyircisinin neler yapması gerektiğini öğrettik. Onlar da bizi gerçekten takdir ediyorlardı. Amaç gol diye bağırmak değil, futbolcuların adrenalinini yükseltmek, onları motive etmek ve bunu kontrollü olarak yapmak."
****
"Bizde centilmenlik vardı. Biz geleni gideni çiçeklerle karşılıyorduk. Sporun olmazsa olmazı centilmenliktir. Küfür etmezdik. Küfür etsek Türkiye bize böyle sempatiyle bakmazdı."
****
"Bizim görevimiz oyuncuları ateşlemekti. Örneğin takım 1-0 mağlup, bir durgunluk çöküyor. Orada hızlandırıyorduk. Öyle öyle maç aldırdık. Eskişehirspor'un büyüklüğü taraftarından geliyor zaten. Biz İstanbul'a gittiğimizde, bizi görmek için gelenler olurdu maçlara. İstanbul'da o zamanlar böyle şeyler yoktu. 25-30 kişilik gruplar vardı sadece. Buraya gelenler korkarak geliyordu o zamanlar. Stadyum doluydu ve üzerlerinde büyük bir baskı oluyordu."
****
ALT YAPININ PARASI
Konuyu Serdal Eroy açtı.
Eroy; sosyal medyadaki paylaşımında "Maalesef Türkiye'de her zaman alt yapılar üvey evlat muamelesi görmüştür.
Takımlar milyon dolar ücretlerle oyuncu ve hoca transfer eder, fakat alt yapıda hocaların ve personelin aldıkları 1000-1500 lira gibi komik paralar hep göze batar." diyor.
Yöneticilerin alt yapıya yaptığı baskılarını aktarıyor.
Altına imza atılacak sözler bunlar.
"Yönetici yukarıdan güreşçi gibi oğlunu veya yeğenini yollar ve bu çocuk burda kalacak der talimat verir.
Eğer hoca dik duruş sergiler el pençe durmazsa karşı çıkar almaz takıma... Eğer antrenör zayıfsa bir anda yöneticiye yaranmak için olmadık övgüler ile çocuğu göklere çıkartır ve yöneticini gözünde inanılmaz prim yapar...
Olumsuz görüp de oyuncuyu istemezse o çok kötü bir antrenördür ve ilk fırsatta mutlaka kovulur..."
Yılların birikimi ile en önemli tespitini de yapıyor.
"Sezon başında sadece profesyonel takımlara alt yapı desteği adı altında 600.000 liraya yakın destek yapılır fakat bu para altyapıdan habersiz A takım için kullanılır veya hiç edilir..."