Anlamışsınızdır neden bahsettiğimi. İlgili ilgisiz hemen herkesin dilinde İstanbul Üsküdar Aziz Mahmud Hüdayi Camisi imamı Mustafa Efe, soğuktan üşüyen kedilere caminin kapılarını açınca inanılmaz bir gündem oluştu. Kendimi bildiğim günden beri hayvan severim, 30 yıla yaklaşan bir hayvan korumacı hüviyet taşırım, on yılı geçkin bir süredir gazetemin köşelerini haftada iki kez bu bağlamda meşgul ederim ben böyle bir ilgiyi ilk kez gördüm. Sebep, hayvan sevgisini, merhametini bir cami imamının dillendirmesi ve elbet bunu sadece sözle değil fiiliyatta da göstermesi. Ne diyelim, Allah razı gelsin ondan. Kıskanmak değil benimkisi, sadece imrenmek. Şimdi izninizle imam Mustafa Efe’nin Hürriyet Gazetesine verdiği bir söyleşiden pasajlar taşıyacağım, gerçekten de ders niteliğinde sözleri.

Soru:Toplumdaki hayvan sevgisini fazlalaştırmak için neler yapılmalı, hayvanlara yapılan işkenceler nasıl durdurulabilir bir öneriniz var mı?

Mustafa EFE: Merhamet, ama gerçek merhamet canlı tutulmalı. Çünkü merhametli olup da hayvanları sevmeyen bir kimseye rastlamadım. Bunun için vicdanlar ve gönüller, ham bırakılmamalı. Onlar gerek dînî bakımdan gerek fıtrî bakımdan sevgi ile en güzel şekilde eğitilmeli. Sevmenin ve merhametin huzurunu tadan bir kimse asla gaddar olamaz. Yani her insanın yapısında aslında bu şefkat duygusu var. Var ancak kimisi devreye alınmamış tabiri caizse. İptal gibi, yok gibi âdeta. Onu eğitimle ortaya çıkarmak gerekiyor. Yani mesele doğru eğitimde. Dinen de, vicdanen de, ahlâken de doğru eğitim meselesi bu. Bunu gerçekleştirmek için herkese düşen farklı farklı vazifeler var elbette.Bana düşen, mihrabın ve minberin diliyle bunları paylaşmak. Paylaşmaktan daha mühimi, uygulamak. Size düşen de basın yayın yoluyla gündem. Siz bunu tebrik edilecek bir hassasiyet içinde yapıyorsunuz. Herkes aynı niyetle gayret gösterirse, hayvanlara karşı kötü örnekler toplumda yok kadar azalır.” 

Hayvan severlerle ilgili bir soruyu da şöyle yanıtlamış örnek din adamı: Hayvanlara sevgi ve merhametin yansıtılmasında hepsinin katkısı her zaman mevcut. Takdirle ve teşekkürle karşılıyorum. Çünkü gerçekten masum ve dertlerini ifade edemeyen hayvancağızların imdadına koşmak, apayrı bir merhametin gereği... Merhamet de, inançlı olmanın en güzel meyvesi. Merhametsiz insan, kesinlikle iyi bir müslüman değildir.

Söyleşideki son sözleri ise şöyle olmuş Mustafa Efe’nin: ”Dünya, eğer merhameti tam olarak anlasa ve yaşasa, hiçbir meselede problem kalmazdı.Bu sebeple son sözüm:Merhamet, merhamet, merhamet...

Evet gerçekten de etkileyici, aslında bizlerin yıllardır dillendirdiği, söylediği şeyler bunlar. Ama bir din adamı ağzından duymak çok daha etkileyici oluyor doğal olarak. Umarım bu yaratılan sevgi, şefkat, merhamet sinerjisi hep devam eder. Sözde değil özde kalıcı olur. Aziz Mahmud Hüdayi camisi imamının değindiği gibi sadece kapı önümüzdeki kedi, köpeğe merhamet etmez, bize zimmetli olan ve yaradılışlarının hepsinde bir hikmet bulunan her canlıya, yılanına kadar merhamet duyulur Allahın farklı canlar olarak yarattığı üstünlüğümüzü, akıl, merhamet dillendirme yeteneklerimizi bu bağlamda kullanabiliriz.