“Aldanma insanların samimiyetine/ Menfaatleri gelir her şeyden önce./ Vaad
etmeseydi Allah cenneti; O’na bile etmezlerdi secde.”
Eğitimi bir ömür devam eden bu kutsal görevi yerine getiren doktorlarımızı
baş tacı yapmamız gerekirken bizler onların canına kast etmekte yarışır
olduk. Türk Tabipleri Birliği’ne göre, hekimlerin yüzde 84’ü meslek
hayatlarında en az bir kez fiziksel veya sözel şiddete uğruyor. Uğradıkları
şiddetin verileri: 2020’de 11 bin 942 iken, 2021’de 29 bin 826’ya yükseldi.
Coronadan ölen doktor sayısı 445. Bu insanlar bizleri kurtarmak için can
verdiler. Bizlerde hala bu beyaz melekleri her gün öldürmekle uğraşıyoruz.
Televizyonlarda bu vahşeti gene tartışacağız. Sadece tartışacağız. Bir hafta
sonra unutacağız canlar.
Beyaz giysi herkese yakışsa da en çok tıp camiasına, doktorlara yakışır.
Beyaz saflığın, barışın rengidir. Kutsal sayılan kavramlar beyaz renkle temsil
edilir. Işığı yansıtır ve enerji vericidir. Ressamlar eskiden beyaz rengi elde
etmek için kırmızı, mavi, sarı renkleri karıştırarak beyaz rengi elde ederlermiş!
Bu üç rengin karışımdan beyaz rengin elde edildiğini bu yazıyı yazarken
öğrendim.
Doktorları öldüren bu cahil insanın özelliklerinin başında; şiddete başvurmak
gelir. Bu dünya yalnızca onlar için var edilmiştir. Onların istekleri her şeyden
önemlidir. Doktor da kimmiş? Ona bakmak mecburiyetindedir. Çünkü o doktor
onun vergileriyle maaşını alan insandır. Bu insanların en belirgin özellikleri
her şeyi bilirler! Çıkarı için her şeyi yaparlar. Aldanma bu insanların
samimiyetine/ Menfaatleri gelir her şeyden önce./ Vaad etmeseydi Allah
cenneti; O’na bile etmezlerdi secde. Biraz ağır kaçtı ama bu sözler bana ait
değil. Mehmet Akif Ersoy’a aittir.