Dün gazetelerde yer alan bir haber dikkatimi çekti...

Haberin bir bölümünü aktarmak istiyorum:

-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen çatı iddianamede Terör örgütü FETÖ’nün  yapısı ve kuruluşuna yönelik ilginç tespitler yer alıyor. İddianamede örgütün sızdığı tüm kamu kurumlarında örgütsel sembol olarak Halley yıldızını kullandığı ortaya çıktı...

/...

Peki bu Halley yıldızı nasıl bir sembol...

Okumaya devam ediyoruz:

-Halley yıldızı Koza-İpek Grubunun sembolüdür ve bugün televizyonu ve gazetesi ile Kanaltürk televizyonunda da bu yıldız logo olarak kullanılmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğünün bazı birimlerinin de sembolü olarak kuyruklu yıldız aynı zihniyet tarafından seçilmiştir. Yine örgütün egemen olduğu Merkez Bankasının bastığı bütün banknot paralar üzerinde de Halley Kuyruklu yıldızı sembolü yer almaktadır. Bu örgüt kamu kurum ve kuruluşlarının sembol ve simgelerine fark ettirmeden bu sembolü yerleştirmiştir. Milli simgemiz ay-yıldız sanılan ama gerçekte örgütün sembolü Halley kuyruklu yıldızının seçilmesi, örgütün gücünü ve armasını her yere vurması anlamına gelmektedir.

/...

Bu yazıyı okuyanlara şu soruyu sormak istiyorum...

Eskişehir Valiliğinin logosuna dikkat ettiniz mi?

Ben ettim...

Kanaltürk'ün logosuna benziyor...

İlk kez logoya baktığınızda yassı bir hilal ve ucunda yıldız görünümü izlenimi ediniyorduk. Ama bu son tariften sonra, logomuzu kuyruklu Halley yıldızına daha çok benzettim...

Kimseyi suçlamak, zan altında bırakmak gibi bir niyetimiz yok.

Sonuçta, logo bir yarışma sonucunda belirlenmişti...

Ama ben izleri gördüm...

Mutlaka başkaları da görmüştür...

---

ARIMAN'A

KULAK VERİN!

Öğle yemeğini Barlar sokağı'nda bulunan 'Anamaşı'nda yiyoruz...

Bu nedenle yolumuz her gün Barlar sokağına düşüyor. Dün gittiğimde bir kaç kişiyle sohbet ettim...

Şu soruyu yordum:

-Dün burada bir olay olmuş. Nedenini biliyor musun?

Aldığım yanıtların hepsi birbirine benziyordu:

-Pavyonların orada oldu...

***

Demek ki, artık “Barlar sokağı” dediğimiz sokağın içinde bir de “pavyon bölgesi” var. En azından halkın dilinde böyle bir söylem bulunuyor...

Bu nedenle Tepebaşı Belediye Meclis üyesi Serhan Arıman'ın açıklamaları önem kazanıyor. Kendisi aynı zamanda “İçkili Yerler komisyon üyesi”

-Barlar sokağı kapatılsın, demiyor...

Söylediği şu, “denetim altına alınsın!”

Benim de gözlemim bu bölge “kuruluş amacının” dışına taşmış durumda. Çok kaliteli, çok nezih, çok elit yerlerde var...

***

Ancak, Arıman'ın söylediği gibi “Etrafı duvarlarla çevrili girişi bile gözükmeyen yerler” de oldukça fazla. Bu durum bir kangrene dönüşmüş durumda...

Denetimler sıklaştırılmalı...

Gerekirse Emniyekt ile iş birliği yapılarak ruhsatlar iptal edilmeli...

Şöyle düşünelim...

Sanırım 10 yıl önceydi. Pavyonlar şehir içindeydi. Büyükşehir Belediyesi, aldığı bir kararla pavyonları dışarı çıkarttı...

Sonra ne oldu...

Bazı barlar, “pavyon işlevi” görmeye başladı...

Tepebaşı Belediyesi, ruhsat verirken, bölgenin “dokusunu zedeleyecek” işletmelere izin vermemeli...

Bölgenin “sağlıklı bir şekle” bürünmesi için her fikre, her işbirliğine önem verilmeli...

----

ASALET!

Asaletin de bir tanımı var.

Bir arkadaşınızın üzüntüsünü herkes paylaşır.

Hiç kuşku yok ki bu asil bir davranıştır.

Ancak, arkadaşının başarılarına sevinmek çok yüksek bir ruh asaletini gerektirir.

----

ÇOBAN VE KOYUN!

-Toplumları güden çobanlar arasında 2 çeşit çoban vardır…

Yüne ilgi duyanlar ve buta ilgi duyanlar.

Hiç biri koyunlara ilgi duymaz.

Henri Rochefort, ne güzel demiş…

İnsanları koyun olmakla suçlayanların dikkatine!