İş yaşamında faz değişikliği yaptım; Şişecam’dan emekli olunca gazetede profesyonel çalışarak yaşamı anlamlandırma yolunu izlemeye başladım.
Sakarya, meslek yaşamım ve yazma isteğimin sistemleşmesinde önemli bir yere sahip.
Üstün Ünügür’le ilişkilerimiz çok eskilere dayalıydı. Sakarya’da yazmamı istediğinde, ilk aşamada düşüncem Eskişehir’e dönüş yapmaktı; yerelden ulusala, oradan küresele karşılık bulabilecek yazılar yazmayı düşlemiştim.
Evdeki hesap çarşıya uymadı. İstanbul cangılının çekiciliği mi dersiniz, torunların büyüme sürecine mi bağlarsınız, kızımızın ailesini alarak Londra’da iş yapma kararıyla yerleşmesiyle mi açıklarsınız bilemem; ama Eskişehir’e dönüş her hâlde son yolculuğa kaldı.
Sakarya’da yazmak istedim, bu kadim kentten kopmak istemedim. İstemedim, ama uzakta olmak insanı ayrıntıdan uzaklaştırıp genelde kalmaya zorluyor; bu benim tarzım da değil, seçimim de. Yaşam koşullarının dayatması, tercihlerime egemen oldu.

Çağdaş Devletin Görevi

Eskişehir’de yaşasam, elimin menzili altında “kiracı sorunları” dosyası oluştururdum. Çağdaş bir devletin temel görevlerinin; herkesin geçimini sağlayacağı iş, barınacağı bir konut, iş, eğlence ve dinlence için hızlı, güvenli ve konforlu ulaşım erişimi sağlamak olduğunu, iman etmeye yakın bir düşünce keskinliğiyle söylüyorum.

“Kiracı sorunları” konusunda net bilgiye erişmek için:

Kentte yerleşik olanların ne kadarının kiracı, ne kadarının konut sahibi olduğunu,

Kiralık ev talebi olanların yerleşik, atanmış kamu görevlisi, öğrenci ya da başka uğraş alanlarından geldiğini,

Konut arzı ile konut talebi arasındaki dinamiklerin nelerden, nasıl etkilendiğini ulaşılabilir verilerle netleştirirdim.

Kentleşmenin temel dinamiğini oluşturan “bağımsız emekle geçinmenin” kiracılık bağlamını ayrıntılarıyla sorgular; özellikle kriz dönemlerinde “harcanabilir gelirler içinde kiraların payındaki gelişmeleri” kimsenin inkâr edemeyeceği verilerle ortaya koymaya çalışırdım.

Sonra döner, New York Belediye Başkanlığı adaylığını kazanan Zohran Mamdani’nin programını; Londra, Paris, Berlin, Viyana ve diğer kentlerde konut arzında yerel yönetimlerin neler yaptıklarının dökümünü yapardım.

Yerel Seçimler Uzak Değil

Yerel yönetim seçimlerinin 25 Mart 2029’da yapılacağını, erken seçim olasılığını da düşünerek Eskişehir’de konut arzı ve talebini analiz eder; ülkemizde ve başka ülkelerdeki uygulamaları değerlendirir ve Eskişehir için konut arzı programını tartışma gündeminde diri tutardım.

Siyaset dünyasının günlük “dedim-dedi” sığ içeriğinin kolaycılığı yerine, Eskişehir’de “endüstriyel konut üretimi” konusunu masaya yatırır; deprem dayanıklılığı kadar konut arzını “endüstriyel süreç hızına” göre değerlendirir; fizibilitesi yapılmış, uygulanabilirliği olan bir projeye kafa yormanın zorluklarını bilerek gündemde tutmaya uğraşırdım.

Yaşamı “anlamlı” hale getirmenin temel kuralı, “İnsan biraz da başkaları için uğraşırsa insandır.” ilkesi değil mi?

Doğru ya da yanlış, olabilir ya da olamaz, iyi ya da kötü, yararlı ya da yararsızı anlamak için önce zihinde, sonra sahada veri odaklı düşüncenin yazılı hâle getirilmesi gerekir. Sözün gevşekliğinden, yazılı önerinin disiplinine güçlü bir dönüş yapmalıyız; zaman bunu gerektiriyor.