İnsanın birçok tanımı var, bunlardan biri de hepimizin bildiği gibi “insanın düşünen hayvan” olduğu şeklindeki tanımlama. Buradan hayvanların düşünemediği çıkar, oysaki hayvanlar da düşünür. Bazı temel içgüdüsel davranışlarını düşünmeyle sonlandırırlar. Onlar için avlanmak böyle bir eylem türüdür. Karnını doyurmak isteyen aslanlar ceylanı yakalayabilmek için belirli bir taktik uygulayıp topluca hareket edebilirler. Ceylanlarda hayatta kalmak amacıyla doğal olarak kaçarlar ve bu sırada bazı taktikler uygulayıp aslanları kandırmaya çalışabilirler. Maymunlar karınlarını doyurmak için kendilerine özgü aletler yapabilir veya çevredeki aletleri kullanabilirler. Bunlar hayvanların da düşündüklerini, karar verebildiklerini, çözüm üretebildiklerini gösterir. Öyleyse düşünebilmek bizi diğer canlılardan ayıran bir özellik değildir. Ancak hayvanlarınki genelde hayatlarını sürdürebilme esasına dayalı düşünce türü ile kısıtlıdır. Çünkü korteks denilen insan özgü beyin kabuğu hayvanlarda düşünme eylemine gerektiğince katılamaz. İnsanın düşünmesi hayvanın düşünmesinden farklılık içerir…
Düşünebilmekle düşünmek aynı şeyler değildir. Düşünebilmek bir potansiyeli ve bir yeteneği, düşünmek ise eylemi içerir. İnsanın insan olabilmesi için düşünme bir potansiyel olarak kalmamalı, yani korteks devreye girmeli ve eyleme dönüşmelidir. Yani hayatta kalmamız, bir anlamda nefes alıp vermeye devam etmemiz için gerekli düşünme potansiyelinin ötesine geçmek gerekir insan olabilmek için. Düşünme, insanın zihinsel dünyasının temel yapı taşlarından biridir. Bu süreç, bilgiyi analiz etme, yorumlama, değerlendirme ve çözüm üretme gibi zihinsel aktiviteleri kapsar. Sadece bilgi almakla kalmaz, onu anlamlandırır ve karar verir. Tüm bunlar için beynini kullanır. Akıl yürütmektir düşünmek. Neden-sonuç ilişkileri kurarak, kanıtlar ileri sürerek bir yargıya varmak için işlettiğimiz zihinsel bir süreçtir. Bunları 100 milyara yakın nöron barındıran beyin korteksimizi kullanarak yaparız. Aksi halde insan gibi düşünebilmemize olanak yoktur…