“Majestelerinin gazetecileriyle bazen baş başa gelirler, havanın güzelliğinden suyun berraklığından bahsederler…
……
Öksürmenin zamanıdır, bağırmanın zamanıdır. ‘Kral çıplak’ demenin vaktidir…
…………….
Gittikleri yol, yol değil…’
……………………………….
Yukarıdaki sözler eski TBMM Başkanı ve AK Parti kurucularından Bülent Arınç’a ait…
………………
Bülent Bey ‘Dost acı söyler’ misali gerçekleri dile getirmiş…
……….
İstanbul seçimlerinde de, hani birileri ‘Hiçbir şey olmasa bile, kesin bir şey oldu’ diye saçmalarken…
…….
Yüksek Seçim Kurulu aynı zarf içindeki oyları farklı yorumlarken…
…………………….
Tekrar seçim kararı alınırken…
…………..
Bülent Arınç buna karşı çıkmıştı…
……….
‘Seçimin tekrar edilmesi yanlış olur, büyük fark yeriz’ demişti…
…………..
Ama onu kimse dinlememişti…
………..
Sonuçta 16 bin oy farkı, 800 bine çıkmıştı…
…………
Ekrem İmamoğlu da sadece belediye seçimini kazanmamıştı…
……….
Erdoğan’ın rakibi olabileceğini de kanıtlamıştı…
………..
Bülent Arınç da…
……………….
‘Doğru söyleyeni, dokuz köyden kovarlar’ misali…
……………..
AK Parti’den uzaklaştırılmıştı…
………………………
ADALET
-Saçmalama Sebastian, elbette yeryüzünde adalet var…
- Bence yok efendim…
- Neden böyle düşünüyorsun Sebastian?
- Çünkü eğer yeryüzünde adalet olsaydı efendim, fakir bir köylünün tek oğlu savaşta ölmezdi ve kralın oğulları da bugün hayatta olmazlardı. Çünkü o tek oğul, kralın oğulları rahat yaşantılarına devam etsinler diye öldü…
……………..
- Saçmalama Sebastian! o fakirin oğlu, ülkemiz için öldü ve şehit oldu. Şehitlik, bir insanın ulaşabileceği en üst rütbedir. Krallıktan bile daha üstündür şehitlik rütbesi…
- O zaman herhalde kral hazretleri oğullarını ve hatta kendisini hiç sevmiyor olsa gerek efendim…
- Neden böyle söyledin Sebastian?
- Çünkü şehitlik gibi üst bir rütbe dururken, sadece krallıkla yetinmeyi seçiyor da ondan efendim…
………….
- Seni anlamıyorum Sebastian. Ne söylemeye çalışıyorsun?
- Sadece gerçekleri efendim…
- Sen delirmiş olmalısın Sebastian. Tanrı sana akıl versin…
……….
-Hangi tanrı efendim? Adalet dağıtan mı? Yoksa bunca adaletsizlik karşısında kılını bile kıpırdatmayan mı?
(Pis Moruğun Notları, Charles Bukowski)
…………………
GÜNÜN SÖZÜ
…………….
………………
TEMEL’İN KÖŞESİ
BİLYE
Bir gün Dursun Temel'in yanına gelerek demiş ki:
– Temel, cebimdeki bilyelerin sayısını bilirsen ikisini de sana vereceğim.
Temel hemen yanıtlar:
– Üüç!..