Bir insanın veya bir canlının karşılaştığı kötü davranıştan dolayı üzüntü duyabiliyor 
ve acıma duygusu hissediyorsanız size insan denebilir! Kamış ses verince kendisinin 
ney, ip de gerildiğinde yay oldum zannedermiş! Oysa o kamışa üfleyen, o ipi geren 
insan olmazsa; ne ney ne de yaydan söz edilebilir. Bu alem biz canlılar için var 
edilmiştir. Dikkat edin canlılar için diyorum. Ne yazık ki hayvan ve bitkileri yok 
sayıyor ve onlara eziyet edebiliyoruz. 
Eskilerin güzel bir sözüyle hatırlatmak isteriz. “Senin adam olman için 40 fırın 
ekmek yemen gerekir” derlerdi. Bu kırk fırından kastedilen; adam olmak için çok 
zamanın var demek isteniyordu. Burada ki adam olmak, daha çok insan olmak 
anlamını taşırdı. İnsanlar kişilikleriyle değerlendirilir, görüntüleriyle değerlendirilmez 
derlerdi. 
İnsanların birbirlerini aşağıladığı, küçümsediği, yok saydığı ve güçsüzlerin ezildiği 
bir dünya da yaşarıyoruz. Gücü elinde bulunduran insanların kendi çıkarları için 
ahlakı ayaklar altına aldığını görebiliyoruz. Görüyor ama tepki gösteremiyoruz!
İnsanların birilerine rüşvet vererek birbirlerini suçlamalarını televizyonlarda 
izliyoruz. Ne yazık ki yargı da bu olayları bizim gibi izliyor. Hırsızlar birbirlerini 
hırsızlıkla suçlarken dürüst insanlar bu olayları ağzı açık dinliyor.