Yazının başlığını attıktan sonra anladım ki, bizim yazı da “zor” olacak!..
Zor olacak ama, yeri geldiğinde övünerek ve güvenerek sığındığımız “teselli sözcüğü” var ya, bendeniz de öyle;
-Ne zorlukların üstesinden gelmiştir bu millet!..
Doğrudur ve bendeniz de “milletin bir ferdi” olarak yazımızla ilgili zorluğun bir şekilde üstesinden gelecektir!..
Buraya kadar olanı, kendimizi de içine yerleştirdiğimiz ironinin bir parçası. Ne ki, gerçekten memleketin içinde bulunduğu durumun “şakaya gelir yanı” yok…
Üstelik, “hesapsız birikim” sonucu olsa gerek, sorun olarak uğraştığımız .bütün “çok ciddi” meseleler üst üste ve toptan üzerimize gelmiş bulunuyor. Zamanında el atamadığımız hatta “önemsemediğimiz” için;
-Topu birden aralık bıraktığımız kapıdan içeri dalmış bulunmakta!..
Güncelliği itibariyle nedir onlar, bakalım.
Adını koyarken bile…
İlki, 40 yıldır uğraşmakta olduğumuz. O kadar aymazlık gösterilmiş ki, her el atan devlet yöneticisi, kendi dar açısından yaklaşmış. O kadar ki, yakıştırdıkları isimler bile farklı. Hatırladığımız kadarıyla şöyle;
-Doğu sorunu, Güneydoğu sorunu, Kürt meselesi ve nihayet ete-kemiğe bürünmüş haliyle PKK terörü…
Soruna, meseleye “çözmek niyetiyle” yaklaşılamadığından, hiç değil isim konusunda birleşilen gelinen nokta, sonuç..
Başka bir tanımlama bulmam da mümkün ama , halkın kestirmeden tanımı ile “azmış” durumda. 15 gün, 1 ay 1 yıl öncesinin, daha ötesi 40 yılın “can bedeli” devlet arşivlerinde. Van ve Hakkari’den son 48 saatin haberi;
-PKK hainleriyle çatışmada 20 yeni şehit!..
Onlardan da 104 can alınmış, ne yazar!..
Çirkin dişler ve düşler…
Adı konuldu, terör!.. Amaç; toplumda endişe, panik, hatta dehşet!.. Yaşanılan ülke adına, o topraklarda yaşayan kişiler, gelecek kuşak adına geleceğe yönelik kuşkular.
Gerçi 40 yıldır üstesinden gelinememiş ama, hemen sınır ötemizde, oradan ülkenin içinde bir başka bela daha.
-İslam adına katliamlar şebekesinin Ortadoğu coğrafyası içinde devlet kurma terörünün adı, IŞİD. Irak Şam İslam Devleti!..
ABD’nin Irak’ı demokratikleştirmesinden (!) sonra Suriye ile birlikte kucağımıza salıverdiği bomba!.. Irak’la birlikte Suriye’ye yuvalanırken nasıl da göremedik, bize de bulaşacağını?..
Oysa göstere, göstere ve de yüzlerce toplu katliam yaparak çirkin dişlerini, “düşlerini” göstererek uyarmıştı bizleri değil mi?
FETÖ, zaten içimizde!...
Bir başkası, peşinden sürükleyerek sınırlarımızın dibine yerleştirdi, PKK uzantısı PYD belası…
Şimdi Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Kıbrıs’tan bu yana ilk kez sınır ötesi bir harekatın içinde. Gerekçe haklı;
-PYD ve IŞİD’in sınırımızın hiç değil bir kısmından süpürmek, oraları güvence altına almak.
İçerde, dışarıda “el ovuşturan” bir kesimin dışındaki ortak endişe;
-Üst akılın planladığı gibi Suriye bataklığının içene dalmış olmayalım!..
Zor günler, zorlu sorunlar derken, bunların “can yakan” detaylarına dalıvermek endişemi ifade etmek istemiştim.
-Özetleyip geçtik işte!..
O sorunlardan biri, FETÖ hainlerini unuttuk sanmayın. Nasıl unutulur ki;
-Devletin ana damarlarına sızmışlar, halen içimizde yaşıyorlar…
Böylesine çetrefilli ve amaçları itibariyle böylesine iç-içe sorunlar karşısında Türkiye Cumhuriyeti Devleti.
Güç koşullar altında; canlar vererek kumuştuk devleti. Ne kadar “tahrip edilse” de temel sağlam. Öyleyse;
-Üstesinden geliriz hepsinin, değil mi?...