Cumhurbaşkanı sayın  Erdoğan'ın 9 Mayıs 2024 tarihinde ABD'ye yapacağı  ziyaret öncesinde    Biden   24 Nisan’da yine  Ermeni soykırımı derse ne olacak?  24 Nisan ile 9 Mayıs arasında iki hafta var. Sayın Cumhurbaşkanı  böyle  bir  durum karşısında  bir açıklama yapma durumunda kalabilir. Bu  ihtimali dikkate almak gerekir. Aksi halde masada Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlayan bir kişi ile ortak açıklama yapma durumu ortaya çıkabilir. “WASHINGTON, April 24 (Reuters) - U.S. President Joe Biden said on Saturday that the 1915 massacres of Armenians in the Ottoman Empire constituted genocide, opens new tab, a historic declaration that infuriated Turkey and further strained frayed ties between the two NATO allies.”
1981 yılında  dönemin Cumhurbaşkanı Ronald Reagan, Holokost'la ilgili  bildiride Ermeni soykırımından söz etmiş, ancak diğer Başkanlar bu terimi kullanmaktan kaçınmışlardır. Biden'ın selefi Donald Trump  ölümleri bir soykırım olarak görmediğini  açıklamıştır. Trump bunun yerine olayı "20. yüzyılın en kötü kitlesel zulümlerinden biri" olarak nitelendirmiştir.
Başkan Biden bu defa soykırım (genocide) ifadesini kullanmayabilir ama yine de tedbirli olmakta yarar vardır. 
Soykırım iddialarıyla alevlenen Ermeni meselesi artık tarihi bir boyut olmaktan çıkıp uluslararası ilişkiler açısından ön plana çıkarılmış,  bazı ülkelerle ilişkileri zedeleyen bir faktör  olarak Türkiye'nin önündeki engel haline gelmiştir.  Bu kapsamda  Biden, sözde Ermeni soykırımını tanıyan  ilk ABD Başkanı olarak tarihe geçmiştir.  
Biden’ın bu kararı almasında yardımcısı  Kamala Harris etkili olmuştur: “Today, we honor the 1.5 million lives lost during the Armenian genocide.”  
Harris, 2019 yılında  senatörler Bob Menendez ve Ted Cruz ile birlikte ABD Senatosu’na 1915 olaylarını soykırım olarak tanınması için önerge vermiştir. Senato’da yapılan oylamada kabul edilen tasarı o dönemde ABD Başkanı Trump’tan geri dönmüştü. Harris  açıklamasında “İnsanlık tarihinin en karanlık zamanlarından biri olan Ermeni soykırımının uygun bir şekilde tanınması için Ermeni toplumunun yanında olacağım” ifadesini kullanmıştı.

ABD dışında sözde soykırım,  Avrupa Parlamentosu'nun aldığı kararla  siyasallaşmıştır.  Avrupa Parlamentosu  1980’li yıllardan  buyana 1915-1917 olaylarını Birleşmiş Milletler’in 9 Aralık 1948 tarihli kararındaki “soykırım” tanımına uygun görerek soykırım/genocide olarak ilan etmiştir.  Parlamento, Türkiye’nin  Ermeni soykırımını reddetmesinin Avrupa Birliği üyeliğinin kesin engeli olduğunu açıklamıştır. Sözde soykırım,  Avrupa Parlamentosu'nun aldığı kararla  siyasallaşmıştır.  

Soykırım iddiaları artık tarihi bir boyut olmaktan çıkıp uluslararası ilişkiler açısından ön plana çıkarılmış, yine bazı ülkelerle ilişkileri zedeleyen bir faktör  olarak Türkiye'nin önündeki engel haline gelmiştir.  Biden  eğer 24 Nisan’da   1,5 milyon Ermenin katledildiği açıklamasında bulunursa,  sayın Erdoğan’ın buna tepki göstermesi  doğaldır.  Çünkü, o tarihte  Batılı kaynaklarda  toplam Emeni nüfusu 1,5 milyon değildi. Ermeni nüfusu “1.800-1.056 milyon”  arasındadır. Olmayan Ermeniler nasıl oluyorsa katlediliyor? 
 
Biden sözde soykırım konusunu 24 Nisan’da yine  gündeme getirirse, o zaman 1,5 milyon Ermeni’nin iskeletlerinin hangi mezarlıklarda olduğunu da açıklaması  gerekir. Ortalama olarak insanlarda bulunan 260 kemiğin toplam ağırlıkları 5 ile 6 kilo arasındadır.  Bu durumda 1,5 milyon insan kemiği (5.5 ortalama ağırlık) 8.250.000 kg eder. Yüksek asitli topraklarda kolay yok olan kemikler, asit oranı düşük ve alkali olmayanlarda  200-300 yıl sonra toprağa karışır.  Bu durumda 8.250.000 kg  tutan Sözde Ermeni kurbanlarının kemikleri nerededir?
Biden’a, İkinci Dünya Savaşı’nda ABD yönetiminin Doğu sahillerinde yaşayan Japon kökenli ABD  vatandaşlarını neden Batı ve iç kısımlara tehcir ettiğini  sormak gerekir. Sayın Refik Mor 24 Nisan 2021 tarihinde  Biden'a yazdığı açık mektupta, Amerikan emperyalizminin bu konuda yasal olarak ne kadar kağıttan bir kaplan olduğunu açıklamıştır.
Biden, büyük bir ihtimalle ikinci defa sözde Ermeni soykırımından söz edecektir. Bunu bilerek Biden’a  Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni’nin 1923 Parti Konferansı’na sunulan  “The Armenian Revolutionary Federation (Dashnagtzoutiun) has Nothing to do Anymore” kitabının bir kopyasının  24 Nisan’dan öncesinde   gönderilmesinde yarar vardır. 
Kaçaznuni 1915 ve 1920 felaketlerinde Türkler kadar Taşnaksutyun yönetiminin de suçlu olduğu  açıklamakta, Ermenilerin yaptığı Müslüman katliamlarına değinilmekte ve Taşnak partisinin  kendini feshetmesi gerektiği  açıklanmaktadır. (First Prime Minister of the Independent Armenian Republic Translated from the Original by Matthew A. Callender, Edited by John Roy Carlson (Arthur A. Derounian) Published by the Armenian Information Service Suite 7D, 471 Park Ave. New York 22 1955 Price 75c)
Kitap, 1923 yılında Bükreş'te Taşnaksutyun Partisi tarafından sunulduktan sonra Ermenistan’da yasaklanmış, Avrupa ve ABD’deki  kütüphanelerden  toplatılmıştır.  Türkiye neden bu kitabı Avrupa ve ABD’deki kütüphanelere belli bir miktarda  orijinal nüshasından  çoğaltıp  göndermiyor, anlaşılır gibi değil.  Yıllarca sözde soykırıma uğradıklarını iddia eden ve dünya kamuoyunu baskı altına almaya çalışan Ermenilerin  tezlerini çürüten raporda şu çarpıcı  tespit yapılmıştır:
“Askeri operasyonlara katıldık,  aklımız dumanlanmıştı, Türkler doğru yaptı, gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz, barış teklifini reddettik hataydı, Türklere karşı ayaklandık ve savaştık, isyanımızın temelinde büyük Ermenistan vardı, hiçbir zaman devlet olamadık, Türkiye Ermenistan’ı diye bir şey yok, şimdi neyimiz var? Teröre yöneldik, geçmişin kalıntısı Taşnak partisi artık son bulmalıdır, Taşnak partisi barışa engeldir.”
Bu süreçte başka bir gelişme 24 Nisan 2024 tarihinde yaşanacaktır. Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier   22-24 Nisan 2024 tarihlerinde  Ankara’ya gelecektir.  Alman Federal Meclisi (Bundestag), Ermenilerin 1915 olaylarıyla ilgili asılsız iddialarını soykırım  olarak tanımlayan karar tasarısını  2016 yılında  bir ret bir de çekimser oyla kabul etmiştir.   Federal Almanya Meclisi Bundestag’ın aldığı karar önemlidir. “Bu karar Meclis kararıdır, bağlayıcı değildir” açıklaması kabul edilemez.
“Alman Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, kararın çarpıcı bir çoğunlukla kabul edildiğini, yalnızca bir politikacının aleyhte oy kullandığını ve bir politikacının da çekimser kaldığını söyledi. Birinci Dünya Savaşı sırasında 600.000 ile 1,5 milyon arasında Ermeni ve diğer azınlıkların Osmanlı Türkiye’si tarafından öldürüldüğü tahmin ediliyor. Türkiye, bir halkı yok etmeye yönelik sistematik bir girişimin olmadığını söyleyerek soykırım terimini her zaman reddetti.” Türkiye-AB ilişkileri bakımından  Parlamento  kararları son derece önemlidir. (S. Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri: Bir Çıkmaz Sokak, İstanbul, 2013)  
Bir tesadüftür ki, 24 Nisan 2024 tarihinde Ankara’da olacak olan Frank-Walter Steinmeier’den bu konuda bir açıklama yapması istenecek midir? Ya da bir basın mensubu bu konuyu sayın Cumhurbaşkanına   sorabilecek midir?  Muhtemelen bu konu gündeme  gelmeyecek, hiçbir basın mensubu da bu soruyu sormayacaktır.
 

NATO üyesi Fransa, bir diğer NATO üyesi ülke olan Türkiye’yi  tarihte yapılmayan sözde Ermeni soykırımı ile suçlayan ve bu konuda   yasa çıkaran dünyadaki ilk ülkedir. Fransa, Osmanlı İmparatorluğunu tarihe gömen Sevr (Sevres) Anlaşması’nın imzalandığı Paris’in Sevr banliyösündeki seramik müzesinin önüne Ermeniler tarafından  8 Mart 2001 tarihinde Ermeni soykırım  anıtı açılmasına izin veren  ülkedir. Anıtın üzerinde “1915’te Jön Türk Hükümeti tarafından Birinci Dünya Savaşı’nda soykırıma uğratılan 1,5 milyon Ermenin anısına” yazılıdır. Belgesi aşağıdadır.
Bu ifade Almanya’daki Auschwitz-Birkenau toplama kampının önündedir. Bir farkla. 1,5 milyon Yahudi 1,5 milyon Ermeni olarak değiştirilmiştir. Bu belgeyi tüm konuyla ilgililerin bilgisine sunuyorum. Çünkü bu  uluslararası  sahtekarlıktır. Paris’in Sevr banliyösündeki müzenin önüne sözde Ermeni soykırım anıtı dikilmesinin sebebi şudur: “Biz Ermeniler Türkiye Cumhuriyetini kuran Lozan Anlaşmasını tanımıyoruz. Bizler Sevr Anlaşması’nın halen yürürlükte olduğunu kabul ediyoruz. Çünkü Sevr’de büyük Ermenistan vardır.” 
6-9 Haziran 2024 tarihlerinde yapılacak Avrupa Parlamentosu milletvekili seçimlerinde  muhtemelen bazı ülkelerde yine sözde Ermeni soykırımı konusu gündeme gelebilecektir.  Şimdiden bu konuda hazırlıklı olunmasında yarar vardır. Çünkü Batı kamuoylarına bu konudaki yayınların sayıları giderek artmaktadır.  
Eğer Parlamento seçimleri öncesinde seçmenler aydınlatılmaz ise benzer bir karar yeni seçilen Parlamento tarafından da alınabilir: “1915-1917 yıllarındaki Ermeni olaylarını, Birleşmiş Milletler’in 9 Aralık 1948 tarihli kararındaki soykırım tanımına uygun bulur ve ilan eder, Türk hükümetinin de bunu kabul etmesini ister. Türkiye’nin bu olguyu reddetmesinin Avrupa Topluluğu üyeliğinin kesin engeli olduğunu açıklar.”
Bu gelişmeler öncesinde Türkiye gerekli önlemleri almalı, Ermeni tehcirinin bir soykırım olmadığını, 1,5 milyon rakamının da Auschwitz-Birkenau toplama kampının önündeki “1,5 milyon Yahudi” den alındığını dünya kamuoyu ile paylaşmalıdır. Bu paylaşım sadece Türk  kamuoyuna yönelik olmamalıdır. 
Ayrıca  Türkiye’nin tüm büyükelçilik sayfalarına sözde Ermeni soykırımı olmadığına ilişkin bir açıklama yapılmalı, Ermeni terör örgütü ASALA tarafından şehit edilen Türk diplomatlarının isimleri  yazılmalıdır. Tıpkı Ermenistan Büyükelçiliklerindeki  aşağıdaki sayfa gibi. “How many people died in the Armenian Genocide? There were an estimated two million Armenians living in the Ottoman Empire on the eve of WWI. Approximately one and a half million Armenians perished between 1915 and 1923. Another million found shelter abroad or Islamized. https://usa.mfa.am/en/genocide/”