Domuzdan bir kıl koparsan kardır”

Domuz; hani çok aşağılanan, sevilmeyen, hakir görülen, insan cinsinin birbirine hakaret anlamında kullandığı hayvan. Ben diyorum ki insanlıktan vazgeçsek de biraz domuz olsak..

Haydaaa diyeceksiniz pek çoğunuz eminim, hiç domuzla insan kıyaslanır mı? Nerden çıktı şimdi bu.

Durun nedenini anlatayım, bakın. İki gün önce bir haber okudum. Ordunun Fatsa ilçesinde, fındık bahçesinde yaban domuzu tarafından yaralanan 74 yaşındaki Fikri Yazıcı anlatmış: “Fındık bahçemde çalışırken birden karşıma çıkan yaban domuzu bana saldırdı, yere düştüm, domuza ‘yapma yavrum’ dedim, yalvardım, beni anladı, yalvarmam karşısında parçalamadan bıraktı gitti.”

Fikri Yazıcı, böylece saldırıyı ufak yaralanmalarla ucuz atlatmış. Haberi okuduktan sonra düşündüm, aynı olayın tersi olmuş olsaydı, saldıran insan olsaydı - ki yaban domuzlarını avlamak serbest-, yalvaran, yapma lütfen diyen domuz olsaydı, karşısındaki insan onu öldürmeden bırakır mıydı?

Ya da insan cinsinin birbirine farklı nedenlerle hasım olan tarafları, biri diğerine yalvarsa, ne olur yapma dese, çoğu olayda gördüğümüz, duyduğumuz, okuduğumuz gibi hiç gözünün yaşına bakmadan öldürmeden, merhamete gelip de bırakır mıydı?

İşte o nedenle, insanlığı bıraksak da biraz domuz olsak diyorum. O, aşağı gördüğümüz, görüldüğü yerde vurulması, katli vacip kılınan can kadar merhametli olsak diyorum!

***** ***** *****

Seçim Öncesi siyasilerin vaatleri havalarda uçuşuyor..

Her seferinde olduğu gibi, tüm ülkede yerel seçim öncesi başkan adayları hemen her konuda sözler vererek deyim yerindeyse oy avcılığına çıkmış durumdalar. Vaatler, sözler gırla gidiyor.

Bu sözlere, can korumacılara verilenler de ekleniyor. Ben başkan olunca benden önce başkanlık yapanların yapmadıklarını yaparım, barınak kurarım, hayvan mezarlığı yaparım, ambülans hizmetini yaşama geçiririm. Falan da filannn..

Bu sözler ne kadar tutulur, ne kadarı gerçekleşir? Şöyle bir düşünelim, hemen hepsi ya da çoğu seçimlerden sonra gerçekleşmiş olsaydı, can korumacıların pek çok talepleri yaşam bulmuş, masum canlarımız şimdilerde refah içinde, güvende yaşıyor olurdu.

Ama işte hal meydanda. Seçim öncesi verilen sözlerin çoğu, sonrasında unutulur gider. Nasılsa iktidar koltuğu kapılmıştır. Malum, hayvan siyaset bilmez, oy vermez, partisi yoktur. Onun bildiği sevgi, vefa, katıksız sadakattir. Bir dilim kuru ekmeğe, bir baş okşamasına size yaşadığı sürece sadakat gösterir.

O nedenle bizler, onlar adına yerel yönetimlere idareci seçerken ince eleyip sık dokumalıyız. Göz boyayıcı, oy avcılığı kokan vaatlerden uzak durmalıyız. Hangi siyasi sözünün eridir, kim o güne dek ne yapmış, ne yapmamıştır. Düşünmek, seçmek, ona göre sandığa gitmek gerekir.

Ece Bilgin

13/02/2019