Şans kişiseldir, herkes kendi şansını kendisi yaratır. Bazen iyidir, bazen kötü ama senindir ve nereye gidersen git peşinden gelir.

Yaşadığımız şu hayatta; acaba kaç kişi ben hayal ettiğim hayatı dolu dolu yaşadım diyebilir.

Çok azdır diye düşünüyorum.

Yaşayanlar ise fevkalade şanslı olanlardır.

Çünkü şans kişiseldir.

Hayattaki isteklerinin bir bölümünü veya tamamını gerçekleştiren kişiler şanslı olarak nitelendirilir.

Bu nedenle bazı insanlar için “O parlak yıldızlar altında doğmuş”, “şanslı” veya “bahtı açık” denir.

Ama şansını arttırmak için hem çaba hem de çalışmak lazım.

Örneğin bir oyuncunun profesyonel bir spor kariyerine sahip olabilmesi için yetenekli olması şarttır.

Ama aynı zamanda çok çalışması ve antrenman yapması gerekir.

Edebiyatçının hayal gücü ve betimleme yetisi, ressamın renk bilgisi, müzisyenin iyi bir kulağa sahip olması ve nota bilgisi, bilim adamının deneylerle sağlıklı verilere ulaşması, başarıyı arttıran ve şansına katkı sağlayan öğelerdir.

Bir politikacının en büyük şansı, hitap ettiği kitlenin sorgulama yeteneğidir.

Bir şansınız daha olsa kimi seçerdiniz diyeceğim ama bu şans, sanki çoktan kaçtı.

Yukarıdan aşağıya önceden belirlenmiş, tercihler arasında seçim yapmaya zorlandığımız bir sistemde, geleceği emanet edeceğimiz doğru anahtar sizin elinizde.

Önümüzdeki 5 yıl için; bu şehri yönetecek belediye başkanı, meclis üyeleri ve muhtar seçimine 45 gün kaldı.

Seçim kişiseldir ama bunu doğru kullanmadığınız takdirde hem şehrin hem de bir milyona dayanan nüfusun yaşam kalitesi, belirsizliğe sürüklenmiş olacaktır.