Fotoğraf 1978 yılında çekilmiş.
Sakarya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Üstün Ünügür ile gazetenin yazarları bir arada.
Sol başta; Ömer Duru var.
Uzun yıllar Sakarya'da istihbarat şefi ve yazar olarak görev yaptı.
3 yıl önce kaybettik...
****
Onun yanındaki isim Mehmet Erbil.
Sakarya'nın en eski yazarlarından birisiydi.
Bu fotoğrafın çekilmesinden bir yıl geçmeden vefat etti.
****
Fotoğrafın en sağındaki isim gazeteci ve köşe yazarı Önder Baloğlu. Gazetede uzun yıllar Genel Yayın Müdürü olarak görev yaptı.
Onun da aramızdan ayrılışının üzerinden 6 yıl geçti.
****
Son isim Üstün Ünügür.
Sakarya'yı sakarya yapan kişi.
Sakarya'yı anadolu basının da öne çıkardı.
Gazetecilikte bir ekol (okul) yarattı.
Her zaman, her ortamda dik duruş sergiledi.
Asla; eğilmedi.
76 yıl ayakta dim dik duran bir gazete yarattı.
Anadolu basınında 76 yıl ayakta kalmak kolay değil.
Dört gazetecinin ruhu şad olsun.
Önlerinde saygı ile eğiliyoruz...
****
Sıkça gazetenin adı neden 'Sakarya' diye soruyorlar.
Sakarya denilince; adının Sakarya ili ile herhangi bir ilgisi yok.
Gazete adını Sakarya Meydan Muharebesi'nden alıyor.
Sakarya Muharebesi, Kurtuluş Savaşımızın dönüm noktası olarak biliniyor.
Sakarya Gazetesi o günkü inancı ve mücadele gücünü anlatıyor.
Gazetenin başlığındaki 'Sakarya'daki gibi güçlü, Sakarya'daki gibi imanlı.' yazısı da bunu anlatıyordu.


İKİ ARA BİR DERE... 
İki arada, bir deredeyiz...
Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
Yaşadıklarımız iki şıklı ya o, ya bu.
Üçüncü bir seçenek yok.
Bu ikircikli durumda kafamız çok karışıyor.
****
Sağlık Bakanı; "Virüs eski gücünde değil.
Salgının endişe verici dönemi geride kaldı."
diyor.
Diğer yanda hekimler konuşuyor.
"Durum giderek daha da kötüleşiyor.
Vaka sayıları ile birlikte hastaneler doldu."
Olan bize oluyor.
Ne yapacağımızı bilemiyoru.
Biz iki arada bir deredeyiz...
****
Enflasyon rakamları açıklanıyor.
Devletin kurumu bir rakam açıklıyor.
Bağımsız değerlendirme kurumları başka.
Biri gerçek olmayacak kadar düşük, diğeri yüksek.
Vatandaş iki arada bir derede.
Onlar pazara, markete gittiğinde aldıklarını ve ödediği parayı biliyor.
Çektikleri yoksulluğu...
****
Sıkışıp kalmışız.
İki aradayız.
İki seçeneğimiz var.
Bir üçüncü seçenek yok ne yazık ki...
Aşağısı sakal, yukarısı bıyık...