Eskişehir’de vaka sayısı 21 Şubat'ta yüz binde 35,55'ti.
Geçen hafta yüzbinde 74.59'a çıktı.
Önlemler arttırılacak, kent sarı illerden turuncu iller arasına alınacak diye beklerken hiç bir müdahale yapılmadı.
İnsanlar ve ülkeyi yönetenler sanki hiç bir tehlike yokmuş gibi sessizliğe büründü.
***
..Ve bir hafta daha geçti.
21 Mart'ta vaka oranı yüzde 116.56 oldu.
Turuncuyu bırakın, kırmızıyı hak ettik.
Ama; hala sessiz ortam.
Bilim adamları ve sağlıkçılar uyarıyor ama; dinleyen yok.
Halbuki bu kenti ve ülkeyi yönetenler bir şeyler yapmalı.
Bugünden bir şeyler yaparak, belki ileride doğabilecek çok büyük sıkıntıların önüne geçebiliriz.
****
Bu salgın hastalık bir ayda yüzde 330 artıyorsa, buna bir son vermek için bir şeyler yapılması gerekmiyor mu?
Eskişehir pek çok konuda öncü ve örnek bir ildir.
Salgınla mücadelede de örnek olabilir.
Tablo dün kötüydü, bugün daha kötü oldu.
Yarın olabileceklerden korkmak ve önlem almak gerekmez mi?
'Hata yapmışız' diyerek, hatadan dönmek ve bu kadar mı zor?
****
Yiyecek, içecek sektörü açıldı.
Ama; kimse mutlu değil.
Kafeler ve kıraathaneler açıldı ama; çay ocağı muamelesi görüyor.
Sadece çay kahve içiliyor.
Yüzde 50 müşteri sınırlamasını boşverin.
Esnaf dükkanın yüzde 5'ini bile dolduramıyor.

**************

ÖNCE GÜVEN... 
Yönetim antrenörüne güvenecek.
Destek olacak.
Antrenör büyür.
****
Antrenör futbolcusuna güvenecek.
Eksiklerini gidermek için gerekeni yapacak.
Futbolcu büyür.
****
Taraftar hepsine güvenecek.
Kesintisiz destekleyecek.
Kent büyür, takım büyür.
****
Eskişehir kendi gençlerine güvenecek.
Alt yapıya yatırım yapacak.
O gençler büyür, formayı kapar.
****
Bugün bazıları hala amatör olan o gençler A takımda forma giyiyorsa.
..Ve hiç sırıtmıyorlarsa.
Bu pek çok şeyin doğru yapıldığını gösterir.
Önce güven.
Önce kendimize inanmak gerekiyor.