AK Parti Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Nebi Hatipoğlu ‘Seçimleri kazanırsak tüm basın mensuplarına belediye şirketlerindin bir asgari ücret vereceğim’ demişti …
………………..
Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti, bunun rüşvet vaadi olduğunu belirtip, açıklamaya tepki göstermişti…
…………….
Hatipoğlu ise tepkilere ‘Kendinden başka kimseyi düşünmeyen, bu hayatta bir kişiye faydası dokunmamış, sıcak koltuğunda ahkam kesimler de buyursun incinsin’ cevabını vermişti…
……..
Önceki gün çıktığı televizyon programında kendisine ‘Gazetecileri belediyeden maaşa bağlayacağım dediniz. Bu biraz skandal bir açıklama değil miydi?’ diye sorulmuş…
………………
Nebi Bey bu sefer geri adım atmış, ironi yaptığını söylemiş…
……….
‘Gazetecilere maaş bağlamak benim haddim değil’ demiş…
……………
Daha sonra da Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi’nde çalışan, maaş alan 17 gazeteci olduğunu iddia etmiş…
…………………
Bununla ilgili elinde isim listesi olduğunu söylemiş…
………………
‘İtiraz ederlerse hepsinin ismini veririm’ demiş…
……………..
Evet, Sayın Hatipoğlu o listeyi açıklamanızı istiyoruz…
……….
Çünkü biz gazetecilerin…
…………….
Gazetecilik dışında başka bir iş yapması…
……….
Başka bir iş dalında çalışması yasaktır…
………….
Böyle birileri varsa…
……………
Yani hem gazetecilik yapıyorlar…
……….
Hem de belediye ya da ESKİ’den maaş alıyorlarsa…
…………….
Bizim ve kamuoyunun bunu bilme hakkı var…
………………..
Buyurun, söz sizin…
BİR OKUR YORUMU
Nebi Hatipoğlu yine çıktığı bir televizyon programında şebeke suyumuzu kötülemişti…
………………
Bir okurumuz bununla ilgili yorumda bulunmuş. Diyor ki ‘Neymiş çeşmelerden akan su ile meyveleri yıkayamıyormuşuz. Peki dişlerini hangi su ile fırçalıyorsun? (Gerçi pek fırçalamıyor gibi…)
………………..
Peki, hangi su ile yıkanıyorsun? Öyle ya meyve bile yıkanmayacak kadar kötü olan bir su ile banyo yapılamaz!!!
………
Birde ben Eskişehir çocuğuyum diyorsunuz ama şehrimizi gerçek dışı sebepler ile ulusal kanallarda kötülüyorsunuz…
………..
Şehir dışındaki arkadaşlarımdan telefonlar geliyor, ‘Siz meyveyi nasıl yıkıyorsunuz?’ diye soruyorlar. Ayıptır ayıp…’
TEMEL’İN KÖŞESİ
FIKRA
Temel ağacın altında oturmuş kahkahalar atıyor.Dursun ‘Uşağum, niye güleysun?’ diye sormuş. Temel ‘Kendu kenduma fıkra anlatayum. Bu seferkini hiç duymamıştım, onun için güleyrum’ demiş…