Türkiye 2001 krizi sonrası erken seçime gitmişti. 
O çağrıyı da o dönem iktidar ortağı olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yapmıştı. 

***

Esnaf, Başbakan Bülent Ecevit’in önüne yazar kasa fırlatmış, 
dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Ecevit arasında gerilim karşılıklı Anayasa kitapçığı fırlatmayla sonuçlanmıştı. 

***

Borsa yüzde 15 düşüş yaşadı. 
Gecelik faiz yüzde 7500‘e kadar çıkmıştı. 
Kamu bankaları büyük açıklar vermiş, 
işsizlik artmış, 
Döviz fırlamıştı…

***

Hükümet, hazineyi Dünya Bankası'nda görev yapan Kemal Derviş'e teslim etti. 
Derviş, IMF ile anlaştı. 
Yaşanan bu gelişmeler erken seçimi de beraberinde getirmişti. 

***

Peki içinde bulunduğumuz durumda bir erken seçim olur mu?
2001’de yaşanan kriz kadar büyük bir buhran içinde değiliz elbette.  Ancak, son yaşanan gelişmelere bakarsak, ekonomide kötüye doğru bir gidiş olduğunu söylemek yanlış olmaz. 
En azından dar ve orta gelirliler için. 

***

Çünkü içinde bulunduğumuz ortamda zengin daha zengin fakir daha fakirleşti. Dövizi olanlar paralarına para katarken. 
Kıt kanaat geçinmeye çalışanların beli gelen zamlarla bükülmeye başladı. 

***

Zam yağmuru devam edecek gibi duruyor. 
Döviz kontrol altına alınamıyor. 
Merkez Bankası olanı biteni bizler gibi seyrediyor. 

***

Böylesine bir ortamda çözüm seçim olabilir mi?
Olabilir..

***

Peki iktidar böyle bir ortamda seçim ister mi?
İstemez. 

***

Seçimin yolunu 2001’de olduğu gibi Devlet Bahçeli açabilir.
Ama o da oldukça zor görünüyor. 
Çünkü Bahçeli iktidar ne yaparsa yapsın tam destek veriyor. 

***

Yani ufukta bir erken seçim olasılığı zor görünüyor. 
Tabi siyasette 24 saatte her şey değişebilir. 
Ne demiş Demirel..
‘Dün dündür bugün bugündür’